Sana kızgınım, çünkü çocuklara, Gerçek hayatta hiçbir şey mutlu sonla bitmez demişsin. | Open Subtitles | غاضبة لأنك أخبرت أبنائي , أنه بالحياة الحقيقية لا يوجد نهايات سعيدة |
Tamam bak, Gerçek hayatta o müzik aletleri satıyor. | Open Subtitles | حسناً, اسمع, بالحياة الحقيقية يقوم هو ببيع معدّات الصوت |
Gerçek hayatta felsefe, sekste mastürbasyon gibi midir? | Open Subtitles | هل علاقة الفلسفة بالحياة الحقيقية مثل العادة السرية بالنسبة للجنس؟ |
Evet, filmler harikadır, ama... bu iş, sokaklardaki gerçek hayatla ilgili olan bu iş çok daha heyecanlı. | Open Subtitles | أجل، الأفلام رائعة، لكن هذا أشبه بالحياة الحقيقية في الشوارع، أتعلم ذلك؟ .إنه مُثير للغاية |
gerçek hayatla felsefe arasındaki fark, seksle mastürbasyon arasındaki fark gibidir. | Open Subtitles | علاقة الفلسفة بالحياة الحقيقية مثل علاقة العادة السرية بالجنس الحقيقي |
Belki de gerçek hayatla, oyundan daha çok ilgileniyorumdur. | Open Subtitles | ربما أنا فقط مهتم أكثر بالحياة الحقيقية أكثر من اللعبة |
Gerçek hayatta kötü adamlar genelde gösterişli ayakkabılar giyerler. | Open Subtitles | بالحياة الحقيقية, الرجال السيئون .غالباً ما يرتدون أحذية مُبهرجة |
Yani Gerçek hayatta kimse bu şekilde konuşmaz ki, öyle değil mi? | Open Subtitles | اعني, لا أحد يتحدث هكذا بالحياة الحقيقية, صحيح؟ |