Sanırım dünyadaki birçok insan bu boşluğu din ile dolduruyor. | Open Subtitles | وأعتقد ان الكثير من الناس في هذا العالم يملئونها بالدين |
Sosyal ve siyasi hayat mantığımızla yönetilmelidir, din ile değil. | TED | فالحياة السياسية والاجتماعية يجب أن تدار بمنطقنا، وليس بالدين. |
Yani, din yoluyla iletilen birçok faydalı değerler var sonuçta. | Open Subtitles | أعني , هناك الكثير من القيم النافعة نقلت بالدين |
Vardığım tek sonuç, bana borçlu olduğunu düşünmendi. | Open Subtitles | والذي توصلت إليه في آخر الأمر بأنه يوجد من يتحمل دائماً الشعور بالدين من ناحيتي |
Hayatımı kurtardığın için sana karşı borçlu hissedip hissetmeyeceğimi belki de sizinkileri kırıp geçirme konusunda fikrim değişir mi diye merak ediyorsun. | Open Subtitles | أنت تتساءل إذا كنتُ أشعر بالدين لك لإنقاذُك حياتي ربما، سأغيرُ رأيي |
dindar kartı oynama, bunun dinle hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | لا تلعبي بورقة الدين لا علاقة لهذا بالدين |
Ve hala bu kadına borçlandığı borçla kıyaslandığında seninkiler hiçbir şey. | Open Subtitles | ومع ذلك لا شيء مقارن بالدين الذي تستحقه منك هذه المرأة |
Tefeci.... Krediyle elbise satar, astrnomik faizlerle borç verir. | Open Subtitles | الربويون هم من ييبعون الثياب بالدين و يقرضون الأموال بمعدلات فائدة مرتفعة و خيالية |
Doğada var olmayan hayali bir ahlaki konsepttir. Kökeni ve anlamı kaçınılmaz olarak din ve mitolojiyle bağlantılıdır. | Open Subtitles | إنه مفهوم أخلاقي وهمي لا يوجد في الطبيعة نشأته ودلالاته مرتبطة بشكل معقّد بالدين والأساطير |
Aşağı gelir ve kim onunla din, politika falan gibi konularda aynı fikirde değilse her zaman yanlış olduğunu hissetmeni sağlayacak bir yol bulur. | Open Subtitles | يفعل ذلك لكل شخص يختلف معه بالدين بالسياسة سوف يجد دائماً طريقة لجعلك تشعر بأنك مخطئ |
Haberlerde din ve Tanrılar olmayacak, bitti. | Open Subtitles | لا يوجد أخبار تتعلق بالدين أو أخبار تتعلق بالبحث عن الرب، انتهى الأمر |
Tüm bu uğraştığımız küçük yangınlar, din tarafından harlanıyor gibi gözüküyor. | Open Subtitles | ساقوم بالعمل علي هذا القضيه كثير من هذه المشاكل التي نواجهها يبدو ان لديها ارتباط رئيسي بالدين |
Olay domuz eti yemek değil, din de değil. | Open Subtitles | لا يتعلق الأمر بأكل لحم الخنزير أو بالدين. |
Ama burada asıl menfaat; onların en güçlü kontrol aracı olan; din ile örtülmüş seks. | TED | ولكن ما هو حقاً على المحك هنا واحد من الأدوات القوية للتحكم لديهم : الجنس مغلف بالدين . |
Sizden istediğim, bir dahaki sefere birisi din hakkında geniş bir genelleme yapmak isterse, belki de bir din diye bir şeyin olmadığını, din diye bir şey olmadığını ve söyleyeceklerinin doğru olamayacağını düşünün isterim. | TED | لذا ما أريدكم التفكير فيه في حال اراد شخص اجراء تعميم واسع عن الدين هو أنه ربما لا يوجد شيء ما يسمى بالدين وبالتالي ما يقولون لا يمكن أن يكون صحيحا. |
Bize ne borçlu oldukları hakkında bir hatırlatma. | Open Subtitles | إنّه تذكير لنا بالدين الذي عليهم |
Bize ne borçlu oldukları hakkında bir hatırlatma. | Open Subtitles | إنّه تذكير لنا بالدين الذي عليهم |
buradaki şaşırtıcı olan şey... bir bilim adamı olmanız... hemde tanınmış bir bilim adamı olmanız hemde dindar biri olmanız. | Open Subtitles | ما يثير حيرتى أنك ...العالم الوحيد العالم المشهور الوحيد على اية حال الذي يؤمن بالدين فسّر لى هذا |
borçla yaratılabilir, örneğimizi derinleştirdikçe daha net olarak anlayacağız. | Open Subtitles | توجد بالدين أوبالمسؤولية،سوف تصبحأكثر وضوحابإستمرارنافيهذاالتمرين. |
Krediyle al. | Open Subtitles | تَأْخذُه بالدين. |