"بالرعب" - ترجمة من عربي إلى تركي

• dehşete
• dehşet
• korkunç
• Korkmuş
• korkuyorum
• Panik
• kopuyor
• dehşeti
• korktum
• korkuyor
• korkuyla
• ürpertiyor
• korkmuştum
• korkutuyor

Konuşacak biri var mı diye bakalım. Boş kiliseler beni dehşete düşürüyor.
لنري لو ان هناك شخص ما نتحدث اليه الكنائس الفارغه تصيبني بالرعب

Açılıştaki hayret verici helikopter sahnesinden itibaren dehşete kapılmıştım.
منذ المشهد الافتتاحي المذهل للمروحية بدأت أشعر بالرعب

dehşet verici olan, haklı olman. Adamın dünyadan haberi yok.
يحق لك أن تشعر بالرعب فهو لا يعرف ما الذي يفعله بالضبط

Dementor'ların seni etkilemesinin en önemli nedeni, geçmişinde çok korkunç şeylerin olması.
هم يؤثرون فيك اكثر لان ماضيك مليء بالرعب

Korkmuş, zalimliğe uğramış ve aşağılanmış hissettim...ve...ve yaşıyorum.
لقد شعرت بالرعب .. و التنكيل و المهانة و الحياة

Ama sıradan birisi olacağımı biliyordum ve geçen zamandan korkuyorum.
لكنّي عرفت بأنّني سأكون متواضعاً وأشعر بالرعب بمرور الوقت

Tim, sağdıcı olmamı istediğinde dehşete kapılmıştım.
عندما سألني أن أكون أفضل صديق شعرت بالرعب

Hayatımın geri kalanını yalnız geçireceğim için dehşete kapıldım.
أشعر بالرعب من أنّني سأعيش وحيداً بقية حياتي.

Çocukluğumdan beridir ufak yerler beni dehşete düşürür.
لقد تم بالرعب من المساحات صغيرة من أي وقت مضى منذ أن كان طفلا.

Benim yüzümden her şey darmadağın olacak diye dehşete düştüm.
أشعر بالرعب بأن كل شيء قد يتراجع بسببي أنا

Yani, elinden geleni yapacak ama daha çok dehşete düşecek.
أعني أنه قد يحاول تقديم فضل ما لديه لكن غالباً لكنه فقط سيصاب بالرعب في نهاية المطاف.

1934 yılından beri toplama kamplarında görev yapan Hoess görevinin Polonyalıları dehşete düşürecek bir yer yaratmak olduğunu biliyordu.
هيس" الذي عمل في معسكرات" الإعتقال منذ 1934 ، عرف بأنّ مهمّته كانت تأسيس مكاناً يصيب البولنديين بالرعب

Sevgilimin babasıyla tanıştığım dehşet dolu anları hatırladım.
أذكر أنني شعرت بالرعب عندما ألتقيت والدها

Ölümü o kadar korkunç olacak ki efsaneler arasına girecek.
موته سيكون مليئاً بالرعب سيتعدى الأسطوره

Ebevenylerinin kaderi yaşayacakları için, bu kişi Korkmuş olabilir.
هذا الشخص يشعر بالرعب من أن مصير آبائهم قد يكون نفس مصيرهم

Şimdi her şeyi berbat ettiğimizi ve asla olması gerektiği gibi olmayacağını düşünüp korkuyorum.
أنا بالرعب نحن وأبوس]؛ [ف افسدت الامر وأنه يمكن أن يكون أبدا ما كان من المفترض أن يكون.

Ekonomimizdeki şu son Panik dalgası konusunda beni hiç mi hiç ikaz etmedi ve böyle oldu.
لقد اخفق فى انذارى بالرعب الذى حل بأقتصادنا وهذا

Ondan beri otopsiden ödüm kopuyor.
ومنذ ذلك الوقت لا أذهب وأيضـا تجعلني أشـعر بالرعب

Çocuklar merhamet dileyerek ağlarken, ...anneleri de bu dehşeti izlemek zorunda kaldı.
بينما الأطفال يصرخون طالبين الرحمة، أجبروا والدتهم أن تشاهدهم وهم يشعرون بالرعب.

Ölü bedenimden yayılan kanla dolu olacağını sanıp korktum.
إعتقدت بانه سيكون ملئ بالدمّ من جثّتي، وشعرت بالرعب

İmalathane bir daha açılmayacak diye korkuyor.
تشعر بالرعب انه الطاحونة أبدا ستعمل مفتوحة.

Seni üstsüz görürse, ömür boyu bu korkuyla yaşar. Kendimden biliyorum.
إذا رآك عارية سيصاب بالرعب لبقية حياته أنا اعرف اني كذلك

Aslında buraya gelmeyi bile sevmeyiz. Bizi ürpertiyor.
فى الحقيقة نحن لا نحب ان نخرج من املاكنا هذا يشعرنا بالرعب

İlk dalmaya başladığımda, sudan çok korkmuştum.
عندما بدأت الغوص شعرت بالرعب من الماء،

Kasabadaki tüm bu cinayetler beni korkutuyor.
جرائم القتل التي وقعت في المدينة، تشعرني بالرعب.