Balzac'ın "The Magic Skin"i Kazaklardan çaldığını jüriye anlatırken seni görmeliyim. | Open Subtitles | يجب ان أريك كيف ان بالزاك سرق من كوزاك من اجل "الجلد السحري". |
- Teşekkürler, Balzac, sana borçlandım. - Harika. | Open Subtitles | حسنا ، شكرا بالزاك ، أنا مدينة لك - ممتاز - |
- Balzac, buradan gitmeliyiz! - Sanırım içeri girmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | بالزاك" يجب أن نخرج من هنا" - ربما يجب أن ندخل - |
Sanat, Tarih Dil'deki duygu, Stendhal, Racine, Balzac... | Open Subtitles | الفن، التاريخ علوم اللغات، (ستيندال)، (راسين) (بالزاك) |
Politikacı Russel'ın Napoleon, Balzac gibi isimlerin arasından başbakan Raymond Poincare'i seçmesine şaşırmıştı. | Open Subtitles | تفاجأ السياسي أنه اختار رئيس الوزراء (رايموند پوانكاريه) على أشخاص مثل (نابيليون) أو (بالزاك). |
Yani Balzac başından beri benim sınavım mıydı. | Open Subtitles | إذن "بالزاك" كان دعوتي طوال الوقت |
Balzac ile anlaşma yapan sen değildin. | Open Subtitles | لم تكوني ملزمة برد "الجميل مع "بالزاك |
- Teşekkürler. - Balzac. | Open Subtitles | شكرا - بالزاك - |
Burada Balzac yok. | Open Subtitles | على كل، لست (بالزاك) |
"Ayrıca..." Bana biraz Balzac okuyun. | Open Subtitles | اقرئي علي مما كتب (بالزاك) |