70 yaşındayken onu yüzmeye ikna ederdim. | Open Subtitles | حاولت اغرائها لتقوم بالسباحة فى السبعينات |
Her yıl yavrular yüzmeye başladıklarında aynı grup, aynı zamanda kıyıya gelir. | Open Subtitles | كل عام ، تحوم هذه المجموعة على طول الساحل في نفس الوقت بالضبط الذي تبدأ فيه الصغار بالسباحة |
Güvenli deniz duvarı ardında bu şekilde yüzmek kuralları pervasızca ihmal demektir, bilmiyor musun? | Open Subtitles | ابعد من خط الامان عند حائط البحر فأي تخطي لتلك الحدود بالسباحة يعتبر هذا اهمال جسيم ألا تعرفين ؟ |
'Çıplak yüzmek"ten kastın mayosun yüzmekse böyle bir şey hiç olmadı. | Open Subtitles | حسناً، إن كنتِ تقصدين بالسباحة عارياً فهي لم يكن لديها بدلة سباحة مطلقاً إذن لم يحدث هذا مطلقاً |
Havada yüzerek fazla uzağa gidemezdiniz, değil mi? | TED | لن تذهب بعيداً لكن بالسباحة في الهواء.. هل تذهب بعيدا؟ |
Çoğu maymun sudan hoşlanmaz ama uzun burunlu maymun yüzmeyi sever. | Open Subtitles | معظم القرود لديها نفور من الماء... لكن قرد الملمة... يستمتع بالسباحة |
Daphne bütün yaz havuzunda yüzmeme izin verdi. | Open Subtitles | دافني سمحت لي بالسباحة في حوض السباحة كل الصيف |
Kasabalıların gölde yüzmeye izni yok. | Open Subtitles | الفيسكونت لا يسمح للقرويين بالسباحة في البحيرة |
Sadece o adalardan birine yüzmeye devam etmesi lazım. | Open Subtitles | عليها فقط أن تستمر بالسباحة إلى واحدة من هذه الجزر |
yüzmeye devam ettim. Biraz kafamı dinlemek istedim. | Open Subtitles | فقط أستمريت بالسباحة أحتجت الى بعض الهدوء |
Korkmayın, çıplak yüzmeye devam edin. | Open Subtitles | لا تفزعوا استمروا بالسباحة عاريين |
yüzmeye devam et. Bu senin tek şansın. | Open Subtitles | إستمرّ بالسباحة إنها فرصتك الوحيدة |
Özellikle şu an çıplak yüzmek zorunda mıydın? | Open Subtitles | هل تقومون بالسباحة وأنتم عرايا في ذلك الوقت بالضبط ؟ |
yüzmek için güzel bir gece, değil mi? | Open Subtitles | إنها ليلة جميلة للقيام بالسباحة ألا تظن ذلك ؟ |
Pekala, benim dileğim Atlantik okyanusunda yüzmek, bugün. | Open Subtitles | أتمنى أن نقوم بالسباحة في وسط المحيط الأطلسي .. اليوم |
Daha iyi bir fikri olan yoksa buradan yüzerek gideceğiz. | Open Subtitles | و اذا لم تكن عندكم فكرة أفضل فسوف نقوم بالسباحة للخروج من هنا |
Belki seni yüzerek serinletmeliyiz. | Open Subtitles | حسنا، لربّما يجب أن نبرّدك بالسباحة لنقم بهذا |
Steve, ben doğru düzgün yüzmeyi bile beceremem. | Open Subtitles | أفهم،لكنني لست ماهراً كفاية بالسباحة |
Şuna bak. Üç yıl boyunca New York'ta sualtı Yüzme şampiyonu oldum. | Open Subtitles | انظر الى هذه كنت بطلة نيويورك بالسباحة تحت الماء |
Özre gerek yok. Yüzmüş oldum ben de. | Open Subtitles | لا جاجة للأعتذار لقد استمتعت بالسباحة |
Birincisi, Çin Olimpiyatlarında tek kişilik senkronize yüzmede kazandığım bronz madalya performans arttırıcı ilaçların sonucu olabilir. | Open Subtitles | الاول , الميدالية البرونزية للاولمبياد في فرد متزامن بالسباحة التي فزتها في الاولمبياد الصيني ربما |
Saman nezlesi olduğunda yüzmene izin vermeyen hemşire mi? | Open Subtitles | أهي نفس الممرضة التي لم تسمح لك بالسباحة عندما أصبت بحمى القش؟ |
Ay ışığında okyanusta çırılçıplak Yüzelim istedik. | Open Subtitles | كنا نقوم بالسباحة عراة في المحيط |
- Evet, başlangıçları yerken bir anda bana koşu yaparken giydiğim mavi şortun bacaklarımı ne kadar seksi gösterdiğini söyledi, ki çok haklıydı da ama koştuğumu nereden biliyordu ve hangi renk olduğunu nasıl bilmişti ki? | Open Subtitles | أجل، كنا تماماً في منتصف المقبلات، و عندها أخبرتني أن الشورت الأزرق الذي كنت أرتديه أثناء الترياثلون الترياثلون سباق ثلاثي يبدأ بالسباحة ثم ركوب الدراجة ثم الجري |