Rafer, bazen senin yanında olmanın büyük bir zevk olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | هل تعلم يا رافر أحياناً أشعر بالسرور لأنني تعرفت اليك |
Buttercup' e, Westley' e emir yağdırmaktan daha çok zevk veren birşey yoktu. Çocuk. | Open Subtitles | لا شئ كان يعطى باتركب الشعور بالسرور الطاغى مثل أن تعطى أوامر الى ويسلى |
Ben izin vermedikçe zevk alamayacaksın. | Open Subtitles | انت لا تشعر بالسرور ما لم أسمح لك هنا الجحيم |
Olmayan ev sahibimiz nasıl biri acaba? O zevki tatmadım. | Open Subtitles | ياله من أسلوب لمضيفنا لا أشعر بالسرور |
Bu zevki bu sefer neye borçluyum? | Open Subtitles | وإلى ما أدين بالسرور هذه المرة؟ |
Bu yere geldiğimden beri ilk kez mutluyum. | Open Subtitles | هذه اول مره اشعر بالسرور فيها منذ ان جئت الى هذا المكان |
Öncesini anlamadım, ama neyse. | Open Subtitles | لكن, مازالت تشعرني بالسرور |
Böyle şeyler yapmak kendimi iyi hissetmemi sağlıyor. | Open Subtitles | بعمل مثل هذه الاشياء تجعلني اشعر بالسرور |
Beklenmeyende zevk dolu bir ay ışığı var. | Open Subtitles | هنالك شعاع قمر مليء بالسرور الغير متوقع |
Sadece ayartmak var, zevk vermek yok. | Open Subtitles | الأمر يتعلق بالإثارة لا بالسرور |
Ve Tanrı bundan zevk mi aldı? | Open Subtitles | وهل شعر الرّب بالسرور حيال هذا؟ |
Al, seni uzaktan bile olsa seyretmek büyük zevk ve ayrıcalıktı. | Open Subtitles | (آل) مراقبتك عن بعد مدتني بالسرور والامتنان |
Benim için zevk her zaman işten önce gelmiştir. | Open Subtitles | أمن بالسرور دائما قبل العمل. |
Bay Seaton, insanların ölmesinden ben de zevk almıyorum! | Open Subtitles | سيد (سيتون)، لم أحضى بالسرور من معرفة أن أناساً سيموتون على عاتقنا |
Mina'ya göre rakibin acı çekmesinden alınan bu zevk... | Open Subtitles | اكتشفت (مينا) أن هذا الشعور بالسرور على حساب الم منافسينا، |
zevki, acıyı ve aşkı hissettiğim sürece ölmeyeceğim. | Open Subtitles | ليس طالما أشعر بالسرور... والألم... |
Bu zevki neye borçluyuz? | Open Subtitles | اه ... لمن نحن مدينون بالسرور ؟ |
Bu zevki neye borçluyuz? | Open Subtitles | الى ماذا ندين بالسرور ؟ |
Bu yere geldiğimden beri ilk kez mutluyum. | Open Subtitles | هذه اول مره اشعر بالسرور فيها فى هذا المكان شكرا لكرمك يا سموك |
En sonunda bunları söylediğim için çok mutluyum. | Open Subtitles | ها أنا قلت ذلك وأشعر بالسرور. |
Öncesini anlamadım, ama neyse. | Open Subtitles | لكن, مازالت تشعرني بالسرور |
Dert etme. Sen batırınca kendimi iyi hissediyorum. | Open Subtitles | لا عليكَ، عندما تخفق، فإنّ ذلك يشعرني بالسرور تجاه نفسي |