Senin bizimle gelmen için son çare olarak silah kullanmaya karar vermiştik. | Open Subtitles | نحن ظننا أننا سنحتاج تهديدك بالسلاح لكنك أتيت طوعا بدون أية مقاومة |
Öyleyse Evander'in mazereti yalan çok iyi sebebi, silah ile bağlantısı var. | Open Subtitles | لِذا حول ايفاندر انهُ كاذِب وغبي لديه دافعهُ المتين الذي يربطهُ بالسلاح |
Silahı at. Biz bir şey yapmadık. Tehlikeli değiliz. | Open Subtitles | سيدتي، الق بالسلاح لم نفعل شيئاً، لسنا خطرين |
Wharton, bu insanlara, ellerindeki tek silahla kendilerini savunmak dışında seçenek bırakmamış. | Open Subtitles | يسار وارتون هؤلاء الناس لا إختيار لكن إلى قاوم بالسلاح الوحيد عندهم. |
Sekiz katilleri kaçınarak, kanında için dişleri ve dışarı silahlı. | Open Subtitles | عليه تجنب ثمانية قتلة ، مدججين بالسلاح و يرودون دمه. |
Silahını attı. Herkes içeri! Hadi, hadi, hadi! | Open Subtitles | هو القى بالسلاح الجميع يتحرك ، هيا ، هيا ،هيا |
Bir kilisede bir adama silah doğrultmak biraz saygısızca değil mi? | Open Subtitles | ألا تجدين تهديد رجل بالسلاح في كنيسة لأمر مدنس بعض الشيء؟ |
Arkadaşım burada, gemidekiler çoğu bana sadık. silah ve topları ele geçirmek için isyan başlattılar, efendim. | Open Subtitles | انقذتنا تلك الجماعة التي احضرتموها من الشط هو من يتحكم بالسلاح الناري |
Kıza bir not vermiş, silah göstermiş ve gitmiş. | Open Subtitles | دخل وأعطى الفتاة ورقة وهددها بالسلاح وخرج |
Sen insanların yüzüne silah doğrulturken iş konuşamayız. | Open Subtitles | لا نستطيع مناقشة العمل معك وأنت تلوح بالسلاح أمام وجوه الناس |
Silahı at. Biz bir şey yapmadık. Tehlikeli değiliz. | Open Subtitles | سيدتي، الق بالسلاح لم نفعل شيئاً، لسنا خطرين |
Cehennem Silahı tadında bir şov ortaya koyabiliriz. | Open Subtitles | أعتقدت بأنه يمكنني أن أفعل شيء خاصاً بالسلاح والقتل وشيئا كهذا |
Asilerin bu Silahları nereden aldığının izini sürmeliydim beni vurdukları Silahı da. | Open Subtitles | كان عليّ أن أعرف من يزوّد المتمردين بالسلاح. بما فيهم السلاح الذي أصابني. |
Geçen hafta o adamı elinde silahla gördüğümü polise söylemiştim. | Open Subtitles | إطلاق نار قلت للشرطه انه كان يلوح بالسلاح الأسبوع الماضي |
Kaçak durumda olduğunu, silahla karısını ve barınaktaki diğer kadını korkuttuğunu biliyordunuz. | Open Subtitles | وأنه كان مسلحًا بالسلاح الذي هدد به زوجته والنساء الأخريات في الملجأ. |
Bunların çoğu silahla öldürülen genç siyahi erkeklerden oluşuyor. | TED | معظمهم من الشباب،أو الأطفال ذوي البشرة السوداء ممن يموتون بالسلاح. |
Komutamda binlerce ağır silahlı adam ve uçak vardı. | TED | كان لديّ الآلاف من الرجال المدججين بالسلاح وطائرة تحت أمري. |
Daima silahlı dolaştığını ve gece odasına giren olursa... duyabilmek için yatağının etrafına gazete kağıdı sermeden... uyumadığını biliyorum. | Open Subtitles | كل ما اعرفه, انه كان يتجول مدججا بالسلاح دائما, ولم يكن ينام ابدا.. , قبل ان يُغطى الأرض حول فراشه بالجرائد.. |
Kimi departmanlarda Silahını çekmemişler var. | Open Subtitles | بعضهم في إدارات أخرى لم يشتبكوا بالسلاح أبداً |
Kamyon otomatik silahlarla dolu, beyinsiz dâhil olan herkes için müebbet demek ve uyuşturucu yatağına mı getirdin bizi? | Open Subtitles | هذه شاحنة مليئة بالسلاح الآلي أيها الغبي عقوبة مؤبد لكل من هو متورط وتجعلنا في دائرة عرين المخدرات ؟ |
ağır bir şekilde silahlanmış sivil bir nüfusun bunların olmasına neden izin verildi diye gittikçe daha kızgın hale gelmesinin sizin kişisel güvenliğiniz için ne anlama geldiğini hayal edin. | TED | تخيلوا ما يعنيه لأمنكم الخاص وشعب مدجج بالسلاح يزداد غضبا على غضب حول السبب الذي سمح لهذا بالحصول. |
Bu da sizi yeryüzündeki en gelişmiş silahın sahibi yapıyor. | Open Subtitles | مما يجعلك المالك فخورا بالسلاح الأكثر تقدماً على وجه الأرض |
Bizi, kendilerinin para ve silahıyla tutulmuş kardeşinin diktatörlüğünde yozlaşmış bir Orta Doğu rejimine sürüklüyorlar. | Open Subtitles | يحاولون إدارتنا لأمرٍ اَخر فاسد نظام شرق أوسطي مع أخيك كدكتاتوري يبقى تحت سلطة الأمريكيين بالسلاح والمال |