| Ona karşı nazik olmalısın. Jeff çok yaşlı bir köpek. | Open Subtitles | عليك بان تكون اكثر لطفا معه فجيف كلب كبير بالسن |
| Ama işe yaramazsa yaşlı ve çirkin bir kadın hizmetli olacaksın. | Open Subtitles | لكن إن لم ينجح ذلك ستكون كامرأة كبيرة بالسن قبيحة جداً |
| Bence Mithat, Bella'nın yaşlı bir adam tarafından ayartıldığını öğrendi. | Open Subtitles | أعتقد أن ميتات علم بأن بيلا أغواها شخص كبير بالسن |
| Göze göz, dişe diş kuralıyla yaşıyorlar. Onları affetmeni diliyorum. | Open Subtitles | أنهما يحميان القانون، ويتبَعان أسلوب العين بالعين والسن بالسن |
| Ben intikamcı biriyim. Göze göz, dişe diş! | Open Subtitles | أنا الأن سوف أنتقم منكم العين بالعين و السن بالسن |
| Çok yaşIı oldukları ve beni hayalet sandıkları için fazla kural yoktu. | Open Subtitles | لم تحكمني أية قواعد لأنهما كانا كبار بالسن وظنا أنني شبحاً |
| Bayan Paulsen, Harvey Specter sizden belgeyi yok etmenizi istedi mi? | Open Subtitles | آنسة.بالسن هل أمرْك ،هارفي سبيكتر ،للتمزيق هذه الوثيقةِ؟ |
| Orada bazen başkaları da oluyordu, bilmiyorum, yaşlı bir kadın vardı. | Open Subtitles | كان هناك أناس غيره هناك أحيانًا، لأ أعلم امرأة كبيرة بالسن |
| yaşlı insan kanı, ki göstermedim henüz, bu etkiye sahip değil. Fareyi gençleştirmiyor. | TED | ولم أخبركم أيضا بأن دم شخص مسن ليس له ذلك التأثير؛ فهو لا يجعل الفئران تصغر بالسن. |
| Yaş ayrımcılığı, bir gün bizim de o ötekileştirdiğimiz yaşlı insan gibi olacağımızı inkar etmemize neden oluyor. | TED | التفرقة العمرية تتغذّى على الإنكار، وعدم الرغبة بالاعتراف بأننا سنصبح ذلك الشخص الكبير بالسن. |
| Yani, onu herkesin oynamamı istediği gibi oynarsam biraz yaşlı başlı, geçkin bir kadın gibi kariyerim sona erer. | Open Subtitles | أقصد, إن لعبت دورها كما يُريد الكل مني كعاملة صغيرة طاعنة بالسن مسيرتي المهنية قد انتهت |
| Böyle bir sorumluluk için biraz fazlaca yaşlı değil misin sence? | Open Subtitles | الا تعتقدين أنك كبيرة بالسن على مسؤولية كهذه؟ |
| yaşlı kadınlar, hasta çocuklar anneleri hasta olan çocuklar ya da büyükanneleri çok yaşlı olanlar büyükannesiyle beraber gönderildi çünkü "revir"in ne olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | العجائز من النساء والاطفال المرضى الاطفال بامهات مرضى أو النساء الطاعنات بالسن |
| Oh, hayır. Çılgın yaşlı bir teyzem vardı, ölünce bana bazı ahırlar bıraktı. | Open Subtitles | لا،في واقع الأمر كان عندي عمة كبيرة بالسن توفت وتركت لي بعضاَ من الإسطبلات |
| Göze göz, dişe diş ele el, ayağa ayak. | Open Subtitles | ،العين بالعين والسن بالسن واليد باليد والقدم بالقدم |
| ~ GÖZE GÖZ DİŞE DİŞ ~ ~ Öldün Lan Sen! | Open Subtitles | العين بالعين السن بالسن انت جثة هامده |
| "Göze göz, dişe diş" dendiğini duyduk. | Open Subtitles | نسمعه يقول العين بالعين والسن بالسن |
| "Göze göz, dişe diş" dendiğini duyduk. | Open Subtitles | نسمعه يقول العين بالعين والسن بالسن |
| "Göze göz, dişe diş" dendiğini duyduk. | Open Subtitles | نسمعه يقول العين بالعين والسن بالسن |
| Vücudumu kıllı ve kokan bir yaşIı adama hiç satmadım. | Open Subtitles | ولم ابع جسدي ابدا الى الرجال الكبار بالسن |
| Bayan Paulsen, yok etmekle suçlandığınız belgenin üzerinde size ait olan kaşeyle atılmış beş yıl öncesine ait bir tarih var. | Open Subtitles | آنسة.بالسن ،وجد تأريخ بختم شخصي منْذ خمسة سنوات على الوثيقة التي تم إتهامك بتمزيقها |