| Ortak hat olduğunu biliyorum, ama acil bir durum var, Polisi aramam gerekiyor. | Open Subtitles | نعم, انا اعرف انه خط الحزب, ولكنها حالة طارئة يجب ان اتصل بالشرطة |
| Polisi arayan kişinin ortaya çıkmak için 1 dakikası var. | Open Subtitles | اٍن الرجل الذى اٍتصل بالشرطة لديه دقيقة واحدة ليعرف نفسه |
| Hemen evde olmazsam, babam kızar ve hemen Polisi arar. | Open Subtitles | إذا لم أذهب لمنزلي اليوم، والدي سيغضب وربما يتصل بالشرطة |
| polisleri çağırmadan önce, bir açıklama yapmak için 5 dakikan var çocuk. | Open Subtitles | لديك خمس دقائق لتشرح لي الأمر قبل أن اتصل بالشرطة يا فتى |
| Peki, neden yanlış bir şey yapmadıysan neden polise haber vermedin? | Open Subtitles | إذا لم تفعلى شيئاً خاطئاً إذاً لماذا لم تتصلى بالشرطة ؟ |
| Onlara yaptığımız şeyden sonra, Polisi aramak asla akıllarına gelmiyordu. | Open Subtitles | لن يتصل بالشرطة أبداً ليس بعدما نقوم بإخافته بالحركة النهائية |
| Tamam. Polisi ara. Oraya bir sürü güvenlik elemanları gitsin. | Open Subtitles | أتصلى بالشرطة, أحصلى على أعلى دعم, وهيا ,الى هناك الأن |
| Ona uzak durmasını söyledim, yoksa Polisi arayacağımı, sonra içeri girdi. | Open Subtitles | أخبرته أن يبقى بعيداً لهذا إتصلت بالشرطة وقام هم بإقتحام المنزل |
| Komşular iki hafta önce taşındı ve şimdi Polisi çağırıyorlar. | Open Subtitles | نعم، لقد جاء الجيران للسكن منذ أسبوعين، و اتصلوا بالشرطة. |
| Bir... Pekala, eğer başın dertteyse bence Polisi aramalısın, beni değil. | Open Subtitles | أعتقد إن كنتِ فى ورطة فعلاً كنتِ اتصلتِ بالشرطة بدلا منى |
| Babam ve ben elimizden gelen her şeyi yaptık. Polisi, ambulansı aradık.. | Open Subtitles | أنا و أبي فعلنا كل شئ في أستطاعتنا أتصلنا بالشرطة و الطورائ |
| Durum biraz garipti, ben de eşime Polisi ara dedim. | Open Subtitles | الأمر كله كان يبدو غريباً فجعلت زوجتي تتصل بالشرطة الحقيقة |
| Gecenin yarısını hemşireleri, Polisi aramamaları için ikna etmekle geçirdim. | Open Subtitles | أبلغني فقط قضيت نصف ليلة أبعد الممرضات عن الاتصال بالشرطة |
| Randall'a eğer kuşkulu bir şey görürse Polisi aramasını söyle. | Open Subtitles | قولي لراندل إن هو رأى أي شيء أن يتصل بالشرطة. |
| ... o fotoğrafı çalacağını söylüyorsan eğer, ...bende Polisi arıyorum hemen. | Open Subtitles | أنك ذهبت إلى حاسوبي, وسرقت تلك الصورة بعد ذلك سأتصل بالشرطة |
| Saldırganlardan biri Polisi arayıp diğer saldırganın evdekileri öldürmek üzere olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | لماذا ؟ أحد المجرمين إتصل بالشرطة وأخبرهم أن شريكه بصدد قتل الضحايا |
| Dinle ya bana paramı hemen ödersin ya da Polisi ararım. | Open Subtitles | اسمع ، إما أن تدفعي لي المال المطلوب أو أتصل بالشرطة |
| Genellikle böyle durumlarda Polisi çağırırız ama patronumuz biraz daha sağduyulu davrandı. | Open Subtitles | عادة,في مواقف مثل هذه, سنتصل ببساطة بالشرطة. ولكن الزبون الآخر كان معتاد |
| Ona polisleri çağıracağını söyledi ve ondan sonra olanlar oldu. | Open Subtitles | اخبرته انها ستتصل بالشرطة وبعدها سعي خلفها وحدث ذلك فحسب |
| polisleri çağırıp, işi pişirdiğimizi söylemen gerekmez. | Open Subtitles | أنت لست مُضطراً للإتصال بالشرطة وتقول بأنّنا نفعلها |
| polise ihbarda bulunup en yakın arkadaşımızın hayatını kurtardığınız için size çiçek getirdik. | Open Subtitles | أحضرت لك الزهور لأنك اتصلت بالشرطة وبذلك أنقذت حياة واحد من أعز أصدقائنا |
| Neden sokak boyunca mahkemeye kadar polisle çevrilmiş bir adam? | Open Subtitles | لماذا رجل محاصر بالشرطة مباشرة عبر الشارع من قاعة المحكمة؟ |
| Eğer polislere haber verirsem ve bu işin arkasında onun olduğunu öğrenirlerse millet onu benim hapise yolladığımı düşünecek. | Open Subtitles | لو أننى اتصلتُ بالشرطة واكتشفوا أنها هى التى وراء كل ذلك فسيقول الناس أننى الشخص الذى أرسلها إلى السجن |
| Ve eğer burada polislerle beraber biterse mutlu olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | و إذا استعنت بالشرطة ، لا اعتقد بانه سيكون سعيداً |
| Bu yıl 1 Şubat'ta Kiev'e vardığımda Bağımsızlık Meydanı hükümete sadık Polisler tarafından kuşatma altına alınmıştı. | TED | عندما وصلت إلى كييف، في الأول من فبراير هذا العام، كان ميدان الاستقلال تحت الحصار محاطاً بالشرطة الموالية للحكومة. |
| Bir oda dolusu polisin kendi Glock'larını kafalarına doğrultmalarını mı diyorsun? | Open Subtitles | أنت تقصد تلك الغرفة المملوءة بالشرطة الذين يصوبون مسدساتهم نحو رؤوسهم؟ |
| Bu daha çok, polislik bir iş gibi Bayan Tuck. | Open Subtitles | بس هادا يا آنسة تاك أمر خاص بالشرطة مش إحنا |
| Pekala, sanırım Fransız polisini arasanız iyi olacak. | Open Subtitles | حسناً , أعتقد أن من الأفضل أن تتصلى بالشرطة الفرنسية |
| - Polis memuru Jeffries. - Polis memuru Jeffries. | Open Subtitles | جيفريز مسؤول الأمن بالشرطة جيفريز مسؤول الأمن بالشرطة |