Ben bir dahiyim, ama sen de şu İsveçli oyununu güzel oynadın. | Open Subtitles | أَنا عبقري، لَكنَّك جِئتَ بالشيءِ السويديِ. |
Borç kabul etmeyeceğini biliyordum, o yüzden böyle bir yol buldum. | Open Subtitles | عَرفتُ بأنّك لَنْ تَقْبلَ قرض، لذا أنا كان لا بُدَّ أنْ أَجيءَ بالشيءِ. |
Biraz daha zor bir şey bulamaz mısın? | Open Subtitles | لا يَستطيعُ تَجيءُ بالشيءِ أكثر بعض الشيء تَحدّي لي؟ |
Ben daha garip bir şey seçerdim ". | Open Subtitles | أنا لَرُبَّمَا ذَهبتُ بالشيءِ أكثر قليلاً، |
Bu kadar basit bir şeyin insanı böyle eğlendirmesi i anılmaz. | Open Subtitles | تَعْرفُ، هو مُدهِشُ كَمْ مُسَلَّى أنت يُمكنُ أَنْ تَكُونَ بالشيءِ البسيطِ جداً. |
Belki birlikte daha çok şey yapsaydık birbirimize söyleyecek bir şeylerimiz olabilirdi. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا إذا نحن عَمِلنا مادة أكثر سوية، نحن يُمْكِنُ أَنْ نَجيءَ بالشيءِ للقَول إلى بعضهم البعض. |
Atlayan kişi adamı yuvarlak bir cisimle kesmiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | يَبْدو مثل قطعَ البلوزَ ه بالشيءِ قوّسَ. |
Son dakikada bir şeyi itiraf etmesinden korkmuş olabilirler. | Open Subtitles | هم كَانوا خائفون هو كَانَ ذاهِباً إلى أقررْ بالشيءِ في الدقيقة الأخيرة. |
Yao çoklu tümör sendromu denilen bir hastalığa yakalanmıştı. | Open Subtitles | الياو ضُرِبَ بالشيءِ مسمّاة متلازمةِ الأورامِ المتعدّدةِ |
Belli ki kafasında bir yerlerde 20 yıl önce olan bir şeylerle bugün olan bir şeyleri karıştırdı. | Open Subtitles | من الواضح في مكان ما في رأيه، هو يُشوّشُ شيءَ ذلك الحَادِثِ قبل 20 سنةً بالشيءِ ذلك حَادِثُ اليوم. |
Gelemem.bir şeye bakmam lazım. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ. أنا يَجِبُ أَنْ أَعتني بالشيءِ. |
Özel bir şey değilse ben de görebilirim demektir. | Open Subtitles | إذ أنّـه ليّـس بالشيءِ المهّـم إذن دعنّـي أرى. |
Sanki katil oldukça sert bir şekilde üzerine bastırmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يُشاهدُ مثل القاتلِ كَانَ يَضْغطُ أسفل صعب جداً عليه بالشيءِ. |
Hapishanedeyken orada bir kız vardı, Julissa ve her zaman kapışırdık o da her zaman yeni bir şeylerle gelirdi. | Open Subtitles | كان هناك هذه البنتِ عندما كُنْتُ في السجن جوليسا، وكُلَّ مَرَّةٍ كنا نُحاربُ، هي تأتىُ دائماً بالشيءِ الجديدِ، |
Böyle mi kaçış planı yapıyorsun Kuzey hava bükücü çocuk hikayesinden aldığın bir parçayla mı? | Open Subtitles | ذلك هكذا تُخطّطُ لهُرُوب، بالشيءِ تَرتفعُ مِنْ كبير السنِ قصّة أطفالِ ؟ |
Eğer İshafan'la bağlantılı olduğuna dair bir kanıt bulamazsak bu adam bu işten sıyrılır. | Open Subtitles | lf نحن لا نَجيءُ بالشيءِ المُبَرهِنة a وصلة إلى lsfahan، هذا الرجلِ يُمْكِنُ أَنْ يَمْشي. |
Evde yeni bir şeyler var mı? | Open Subtitles | إِسْتِمْرار بالشيءِ الجديدِ في البيت؟ |
Beni gerçekten bir şeylerle suçlamaya mı çalışıyorsun? | Open Subtitles | أنت في الحقيقة يَتّهمُني بالشيءِ. |
Sen zeki çocuksun, bir şeyler düşünürsün! | Open Subtitles | iou're، الذكي الواحد أنت يُمْكِنُ أَنْ تَجيءَ بالشيءِ. |
Acilen bir konuda yardımınıza ihtiyacım var. | Open Subtitles | أَحتاجُ إلى مساعدتَكَ بالشيءِ مباشرةً. |