"بالصراخ" - ترجمة من عربي إلى تركي

• bağırmaya
• çığlık
• bağırıp
• bağırarak
• bağırdı
• bağırmak
• çığlığı
• bağırıyordu
• ıslık
• bağır
• bağırdım
• bağırmam
• haykırdı
• bağırırım
• çığlıklar

Bu gece buraya gelmeden önce kızlarımdan bir tanesi bağırmaya başladı.
فقط، قبل مجيئي إلى هنا هذه الليلة، بدأت إحدى بناتي بالصراخ.

Bana bağırmaya başladı erkeklerin tek bir şeyin peşinde olduğunu söyleyip durdu.
.. شرعت بالصراخ عليّ قائلة أن الفتية يسعون وراء شئ واحد فقط

Anne ve baba çıkarınca... tüm mutlu çocuklar bağırmaya başlıyor...
كلَّما أحضراه أمِّي و أبي كل طفل سعيد بالصراخ يدوي

Kapılar kapatılınca daha önce hiç duymadığım güçte çığlık atmaya başladı.
لقد أغلقوا الباب, وبدأت بالصراخ صراخا لم أسمع مثله من قبل

Yukarıdayken bana bağırıp durarak ne demek istiyorsun?
ماذا كنت تعنى بالصراخ لى من أعلى الدرج هكذا ؟

Yaşlı bir adamın gözyaşları içerisinde bağırarak bizden yardım istediğini hatırlıyorum.
تذكرت رجل عجوز كان يشرع بالصراخ والبكاء طالباً مساعدتنا لايقافه على قدميه

Sonra Arroyo bana bağırmaya başlıyor ve diğer adam yanıma sandalye çekiyor.
و الآن بدأ أورويو بالصراخ علي و هذا الشخص يضع كرسي بجانبي

- Biz de insanlara bağırmaya başlamandan önce hazırlık yapıyorduk.
وهذا ما كنا نفعله حين بدأت بالصراخ في وجه الجميع.

Zaten yavaş konuşuyorum ama bir dakika içinde bağırmaya başlayacağım.
إننى أتحدث ببطئ لكن فى غضون دقيقة ، سوف أبدأ بالصراخ

Bir şeyin yeri değişse, kızıp, bağırmaya başlıyor.
يصرخ على كل شيء اذا وجد شيئا في غير مكانه بدأ بالصراخ

Eve girdiğim anda bana bağırmaya başladılar.
فى نفس الدقيقة التى مشيت, بدءآ والداى بالصراخ لى ولعنى

Ve herifin sevgilisi, şu seksi oryantal orospulardan birden bağırmaya başladı:
عندما قامت صديقته العاهرة بالصراخ به ، ماذا أنت فاعل؟

Ve herifin sevgilisi, çok seksi oriental bir orospu... birden bağırmaya başlıyor:
عندما قامت صديقته العاهرة بالصراخ به ، ماذا أنت فاعل؟

- Hayır, inan bana, çığlık çığlığa turistlerin arasında olmak istemez.
انه لايريد ان يكون بقرب مجموعة من السائحين الذين يستمرون بالصراخ

çığlık atmaya başladım. Evden çıktım, "Zelda öldü" diye bağırıyordum!
بدأت بالصراخ و ركضت خارجة من المنزل اصرخ زيلدا ماتت!

İlk olarak, bir kadın gibi çığlık atacaksın sonra bezip seni bırakana kadar ağlamaya devam edeceksin.
أولاً ، عليك الصراخ مثل المرأة واستمر بالصراخ حتى يبتعد عنك مشمئزاً

bağırıp çağırarak yaklaşmaya başladı.
لا بد أنه سمع شيء.. بدأ بالصراخ والأقتراب إلينا

bağırarak üç, dört poz verdi.
وقد مرت ثلاثة أو أربع وضعيات بالصراخ العالي

O gece terapide Kirk sadece Abby'e bağırdı çünkü beni kandırmaya çalıştığını düşünüyordu.
تلك الليلة في العلاج قام بالصراخ عليها فقط لأنه شعر بأنها تحاول إخافتي

Bu arada bugün orada yaptıklarım, bağırmak falan, genellikle böyle şeyler yapmam.
بالمناسبة ، ما فعلته هناك اليوم بالصراخ ، عادة لا أفعل ذلك

Naruto, öyle savaş çığlığı atıp gösteriş yapmak iyi güzel de...
ناروتو، لا بأس بالصراخ والتباهي بقوتك،

Ve sonra-- herkes çığlık atmaya başladı. Ofise koşarak gelen bir kişi şöyle bağırıyordu: Patlama, patlama, patlama!
و بدأ كل شخص بالصراخ و جاء أحدهم قائلا إنفجار إنفجار

Dudakların yuvarlana, Ve bir ıslık başlaya çalmaya,
أطبق على شفتيك و اشرع بالصراخ و التصفير

Kafanı demirlere vur ve bağır. Seni hemen asarlar.
هيا اذهب، وأخبط رأسك بالقضبان وقم بالصراخ سوف يقومون بأعدامك الأن.

Seni düşerken görünce, boğazım patlayıncaya kadar bağırdım.
هل تعلم بأنني اجهشت بالصراخ بينما رايتك تسقط

Bu sayede protokol dışına çıkıp beni uyandırdığın için sana bağırmam.
بهذه الطريقة لن أقوم بالصراخ عليك بسبب مخالفة البروتوكول و إيقاظي.

Sonra bir dalgıç haykırdı...
وبعدها قام أحد الغواصين بالصراخ

Bırak o lanet telefonu, yoksa tecavüz ediyor diye bağırırım.
يمكنك وضع هذا الهاتف اللعين جانباً أو سأبدأ بالصراخ بأنك تريد اغتصابي

"...çığlıklar daima kapılar kapandıktan sonra başlamaktadır.
دائما يبدأ اليهود بالصراخ لحظة اغلاق الابواب