Cate Hale sara hastasıydı, ve onu kaçıran her kimse ilaç alması gerektiğini bilmiyordu. | Open Subtitles | كايت هايل مصابة بالصرع و أيا كان من اختطفها لم يعرف انه يجب أن يأخذ الدواء |
Koç, belki bu güvenli değildir. Biliyorsunuz o sara hastası. | Open Subtitles | آيها المردب ، ربما ليس الامر آمناً أنت تعرف أنها مصابة بالصرع |
epilepsi hastaları, EGG cihazı beyindeki anormal elektrik faaliyetini ölçebilene kadar zorla hastaneye yatırılabilirdi. | TED | وقد تم حجر المصابين بالصرع بالإجبار إلى أن ساعد الرسم الكهربائي للدماغ بقياس النشاط الكهربائي المعتل. |
Kasabaya biraz vakit geçirmeye geldim ve saralı bir kız buldum. | Open Subtitles | جئت للمدينة لأحظى ببعض المرح و وقعت فى فتاة مصابة بالصرع |
Hayır, onun Sarası var... | Open Subtitles | لا , إنها مصابة بالصرع |
Kuzenimin Epilepsisi var, bu nöbet falan değildi, tamam mı? | Open Subtitles | كان أبن عمي مصاب بالصرع و تلك لم تكن نوبة صرع، صحيح؟ |
İlaç içmese bile ne zaman nöbet geçireceğini bilemez ki. | Open Subtitles | لكن حتى بلا دواء لن يكون لها توقع دقيق متى ستصاب بالصرع |
Genç hastan Lindsay'e, on yaşındayken sara teşhisi koyan benim. | Open Subtitles | بسبب وجود مريضتك الشّابة " ليندسي " هنا عندما كانت في العاشرة من عمرها ، كنت الوحيد الذي شخّص حالتها بالصرع |
Bazen sara hastası mı diye merak ediyorum. | Open Subtitles | أحياناً أتسائل ما اذا كان مصاباً بالصرع |
Uzun zaman önce yardım ettiğim bir sara hastası. | Open Subtitles | إنه مصاب بالصرع ساعدته منذ زمن |
Bu çok saçma. Sanırım bu çocuk sara hastası. | Open Subtitles | هذا سخيف أظن ابنك مصاب بالصرع |
Çok geçmeden, epilepsi olan insanlar ve aileleri, hatta teşhis konulmayanlar tarafından bile görülmeye ve duyulmaya başladım. | TED | وقبلها بكثير، بدأ أُناس مصابون بالصرع يروني ويسمعونني وأسرهم، وحتى أولئك غير المشخصين به. |
-Yani siz Emily'nin epilepsi teşhisine uyan belirtilerini alıp diğerlerini görmezden mi geldiniz? | Open Subtitles | أجزاء من تشخيصك تفيد أنها مصابة بالصرع وتتغاضى عن أخرى كانت تشير إلى شيء آخر؟ |
Emily Rose epilepsi hastasıydı. Bu hastalık psikoza neden oldu. | Open Subtitles | إيميلي روز مصابة بالصرع الذي سبب بدوره الإنفصام الذهني |
Ama ben saralı değilim ve hiç partili olmadım! | Open Subtitles | لكنى غير مصاب بالصرع ! و لا أنتمى إلى أى حزب |
saralı bir bebek gibi öyle tir tir titreyip sürünmek? | Open Subtitles | فقط ارتجاجات و تشنجات كطفل مصاب بالصرع |
Ailende Sarası olan var mı? | Open Subtitles | أهناك إصابة بالصرع في عائلتك؟ |
Ailende Sarası olan var mı? | Open Subtitles | أهناك إصابة بالصرع في عائلتك؟ |
Epilepsisi ya da beyin hasarı olan insanların nöbet geçirmesini önlemek için yapılan implantlar. | Open Subtitles | هذه أنسجة عصبية لمنع حدوث النوبات في الأشخاص المصابين بالصرع أو ضرر في الدماغ |
Epilepsisi ya da beyin hasarı olan insanların nöbet geçirmesini önlemek için yapılan implantlar. | Open Subtitles | هذه أنسجة عصبية لمنع حدوث النوبات في الأشخاص المصابين بالصرع أو ضرر في الدماغ |
Ki otobüsü sürdüğün esnada nöbet geçiriyordun. | Open Subtitles | و التي اتجهت نحوها حين كنتَ تصاب بالصرع هل شاهدتَ سائق الحافلة |
Dylan Buckley saralıydı. | Open Subtitles | (ديلان باكلي) كان مصاباً بالصرع |
Emily'nin epileptik olduğundan şüphelendikten sonra ne yaptınız? | Open Subtitles | على فرض إيميلي كانت مصابة بالصرع كيف تصرفت؟ |