Mesela, garajım kutularla dolu, ve evin ailemin olduğunu bilmeden önce, evin Ed'in olduğunutahmin ediyordum, ama... belki orada babamla ilgili birşeyler vardır. | Open Subtitles | مرآبي مليء بالصناديق وقبل أن أعلم أن المنزل ملك لعائلتي لكن |
Özür dilerim. O kutularla sana işkence yapmayı istememiştim. | Open Subtitles | وأنا آسف، لم أقصد تعذيبك بالصناديق |
Kutuları taşırken yardıma ihtiyacın olursa, ofisimde olacağım. | Open Subtitles | إذاإحتجت مساعدة بالصناديق سأكون في مكتبي |
Mutfaktaki Kutuları boşaltmayı bitirince olur. | Open Subtitles | حالما تُنهي إخراج ما بالصناديق الموجودة بالمطبخ |
Temizlikçi ekibi arabanın kutu ve giysilerle dolu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | فريق كنس الشوارع قالوا كانت معبأة بالكامل4 بالصناديق و الملابس |
En fakir 1 milyarı görebiliyor musunuz, buradaki iki kutu? | TED | هل يمكنكم ان تروا المليارين الفقيرين هذه هي التي عبرت عنها بالصناديق من قبل |
Kevin, dikkat et. Meyvelerin hiçbiri kutulara yapıştırılmadı. | Open Subtitles | "كيفين " توخى الحذر ، الفاكهة ليست ملصقة بالصناديق |
Kutularda bir şey daha vardı. | Open Subtitles | كان هناك شيء اخر بالصناديق |
Yedek takım kutusundaki morfini getir! | Open Subtitles | تخلّص من المورفين بالصناديق الطبيه الأضافيه |
Oranın altına gizlice kutularla yüklü bir kamyon park edeceğim. | Open Subtitles | سأركن الشاحنة بسرية بالصناديق تحت هناك |
Sadece şu an kutularla dolu. | Open Subtitles | ولكنها فقط امتلئت بالصناديق الآن |
- Orası sadece bir Tv stüdyosu Palyaço Krusty ve kutularla alakasız diğer birçok programın çekildiği bir yer. | Open Subtitles | -إنه استديو تلفزيوني حيث يسجلون برنامج (كرستي) وبرامج أخرى لا علاقة لها بالصناديق |
Belki kutularla eğlenir. | Open Subtitles | حسناً ربما يلعب بالصناديق |
Yok, tüm Kutuları taşımak zor geldi. | Open Subtitles | ظننت أنها بيتزا من الصعب حملها بالصناديق |
Kutuları açarak ne yapıyorsun? Koy onları yerine. | Open Subtitles | هل تعبث بالصناديق ، اعدهم الى مكانهم |
Kutuları taşıdığın için sağ ol. | Open Subtitles | شكرا لمساعدتي بالصناديق |
Ve bileklerini bir kutu kesici ile kesin. | Open Subtitles | و شق معصمه بفاطع خاص بالصناديق |
Genelde kutu ticaretiyle uğraşıyorlar. | Open Subtitles | عادة ما تنقل بالصناديق |
Harold, kutulara bakıyorsun. | Open Subtitles | هارولد)، أنت تحدق بالصناديق) ماذا تحكي هي؟ |
Kutularda boş yer kalmadı. Biliyorsun yalnızca 2 kutuya izin... | Open Subtitles | لم يكن هناك متسع بالصناديق... |
Yedek tıbbi takım kutusundaki morfini getir! | Open Subtitles | تخلّص من المورفين بالصناديق الطبيه الأضافيه |
İçinde Dünya'dan kutular olan küçük bir oda buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت غرفة صغيرة ملئى بالصناديق من الأرض |