Tabii ki gazetecilere "minumum gider" dediği şeyi açıkça söylememişti. | Open Subtitles | بالطبع لم يخبر الصحافة أن كلمة أقل التكاليف كلمة مطاطة |
Kiminle konuştuğumu unutmuşum. Tabii ki böyle bir şey olmadı. | Open Subtitles | لقد نسيتُ إلي من أتحدث بالطبع لم يحدث ذلك معكِ |
Tabii ki gitmedim, anne. İki saniye önce yanımdan geçtin. | Open Subtitles | بالطبع لم أغادر يا أمي قد مررتي أمامي منذ ثانيتين |
İçimde bir şeylerin gerçekten sükûnet için ağladığını düşünmeye başladım, ama Elbette ki onu duyamamıştım, çünkü sağa sola çok koşturuyordum. | TED | ولقد بدأت أعتقد أن شيئا في داخلي كان بحاجةٍ حقيقيّه للسكينه، ولكن بالطبع لم أستطع أن أسمع لأني كنت اركض كثيراً. |
Ama Elbette bu savaşta yerel halktan hiç kimse ölmedi. | Open Subtitles | إلاّ أنه بالطبع لم يكن هناك قتلى مدنيين بهذه المعركة. |
Pütürlü fayanslar nereden mi bulunur? Tabi ki bulunmaz. | TED | أين حصلت على كتل البلاط؟ حسنا، بالطبع لم تحصل عليه. |
Tabii ki gitmedim, anne. İki saniye önce yanımdan geçtin. | Open Subtitles | بالطبع لم أغادر يا أمي قد مررتي أمامي منذ ثانيتين |
Tabii ki çocukları götürmedik, aileleri buna izin vermezdi. | TED | ولكن بالطبع لم نصطحبهم لأن أهلهم لن يوافقوا على ذلك بالطبع. |
İnsanlık en büyük icadımız. Ama Tabii ki henüz işimiz bitmedi. | TED | أتوافقون؟ لذلك فالإنسانية هي أعظم ما اخترعناه. لكن بالطبع لم ننته بعد. |
- Tabii ki plânlarınızı değiştirmek istemezdik aslında. | Open Subtitles | حسناً، بالطبع لم نكن لنغير فى تصميمك بأى حال |
Tabii ki hayır. Subay şeridi yok. Bir centilmen değil. | Open Subtitles | لا، بالطبع لم تفعلى . فليس هناك شارات تدل على انه ضابط او انه ثرى |
Fakat Tabii ki, bedenini ya da ona ait bir şeyi bulamadık. | Open Subtitles | لكننا بالطبع لم نتمكن من العثور على جثته أو ما شابه بعد ذلك |
Şey, Tabii ki okumamıştım, ama, yani, anla işte. | Open Subtitles | حسنا، بالطبع لم أكن قراءته، ولكن، أعني، أنت تعرف. |
- Tabii ki O'na karşı bir şeyler hissediyorum. Oğlumun babası O. | Open Subtitles | بالطبع , لم تزل لدي مشاعر تجاهه إنه والد إبني |
Sierra Havayolları Tabii ki en büyük ve en iyi havayolu değildi. | Open Subtitles | بالطبع لم تكن خطوط طيران سييرا الاكبر و الافضل |
Tabii ki siz yapmadınız. Bir süredir sizi izliyoruz. | Open Subtitles | بالطبع لم تفعلوا شيئاً نحن نراقبكم منذ مدة |
Elbette yapamadın çünkü buradan gidecek bir adamla yatmanın aptalca olacağını biliyordun. | Open Subtitles | بالطبع لم تستطيعي لأنك تعلمي بأن معاشرة رجل سيغادر هو شيء غبي |
Elbette, uzun zamandır leopar bağırtısına çalışmadığım için sesim biraz bozuk çıktı. | Open Subtitles | بالطبع , لم أتمرن على بكاء النمر منذ فترة طويلة لذلك يبدو غريباً |
Bazen anlaşılmaz oluyorsun. Elbette gelmedi, yoksa görürdüm. | Open Subtitles | أحيانا تكون غير واقعيا بالطبع لم يأت ، طالما لم أراه |
Tabi ki, ona yemeklerinin ne kadar iğrenç olduğunu söylemedim ama bir şekilde biliyor bence. | Open Subtitles | بالطبع لم أخبرها عن مدى اشمئزازي من إعدادها الطعام.. ولكن بطريقة ما لقد عرفتْ |
Tabi ki bilmiyordum. Bütün gece uyuyamayıp düşündüm, "Bunu nasıl göremedim?" | Open Subtitles | بالطبع لم أكن أعلم لقد كنت واقفة طوال الليل لأنني لم أستطع رؤيته |
Tabiki de Spencer'ın doğum günü olduğunu söylemedim. | Open Subtitles | بالطبع لم أخبره بانه عيد ميلاد (سبينسرز) |