Ve sözlerimin üstünü boya ki, kendi sözlerini yazmaya başlayabilesin. | Open Subtitles | وقومي بالطلاء على كلامتي كي تتمكنين من البدأ بكتابة كلماتكِ |
Biraz boya ve biraz işçilik ile Ezikleri falan kapatırız. | Open Subtitles | ، لا عليك سأصبغها قليلاً بالطلاء ، و أغطي الإنبعاجات |
Benim ve ailemin adını, ağza alınmayacak küfürlerle evimizin ve komşu yerlerin ön cephesine sprey boya ile yazdılar. | TED | فقاموا بكتابة اسمي واسم عائلتي بالطلاء مع شتائم لا يمكن ذكرها على بوابتنا الأمامية وحول الحي. |
Genç adamların savaş için boyanmış. Kafa derisi yüzme bıçakları kırmızı. | Open Subtitles | شبابكم قاموا بالطلاء استعدادآ للحرب و فروات رماحهم حمراء |
Boyarız, ama üstlerine slogan yapmayız. | Open Subtitles | نعم لكننا لا نضع شعارات بالطلاء على جميع جسمه |
İçi boya dolu. Ateş ettiğimizde güzel resimler çiziyor. | Open Subtitles | مملوئة بالطلاء عندما نضربها , تعطى مشاهد جميلة |
Meksika'da çanak çömleklerin bir çoğu kurşunlu boya içerir. | Open Subtitles | الأوعية الكثيرة بالمكسيك ملوثة بالطلاء المصنوع من الرصاص |
Üstüm başım her zaman boya, tutkal ve kusmuk içindedir zaten. | Open Subtitles | ودائما مغطاه بالطلاء والمعجون والقيء على اية حال |
boya yapıyormuş gibi yapıyoruz canım. | Open Subtitles | نحن نتظاهر بأننا نقوم بالطلاء أيّها المغفل. |
Üstün başın boya, leke, kir ve her türlü pislik içinde. | Open Subtitles | أنت مغطاة بالطلاء والوسخ والتراب وكل انواع الغائط |
Bak, üzgünüm. Üstüme boya atılmış halde resmimi çektiremezdim. | Open Subtitles | أنا أسفة, ولكن لا يمكن أن يتم تصويري بالطلاء |
-Dikkat et. Her yerim boya içinde. -Ve de para. | Open Subtitles | إحذرى , انا مغطى بالطلاء والمال |
Parmakların kiminde hala boya lekeleri vardı. | Open Subtitles | كانت اصابعهم ما زالت مغطاه بالطلاء |
- boya yapacağım. | Open Subtitles | - لانك لاتريدني ان اقف على السلم -سأقوم بالطلاء ساقوم بذلك. |
"Korkunçyüzlerinebeyaz boya sıvaştırılmış,... Ciltleri kir içinde ve yağlı.../i ...sesleriakortsuzve jestmimiklerivahşi" | Open Subtitles | "وجوههم القبيحة والمُلطّخة بالطلاء الأبيض, جلودهم الدهنيّة القذرة, أصواتهم المختلفة وإشاراتهم الدّالة على عنفهم". |
Adamım, sen sanki- boya çukuruna düşümüş gibisin. | Open Subtitles | يا رجل, إنكَ كأنما مغطى بالطلاء |
Lekeleri, izleri, ne varsa boya. | Open Subtitles | وقم بالطلاء فوق اية لطخة صغيرة او علامة |
Karşınızda Greendale'in en büyük boya çılgınlığı faillerinden biri olarak duruyorum ve sevinerek söylüyorum ki, o günler artık çok geride kaldı. | Open Subtitles | أقف أمامكم كأحد ناشري الفوضى "المتعلقة بالطلاء في "جريندييل و يسعدني إخباركم بأن تلك الأيام في ماضي مدرستنا |
Bilemiyorum, bir oteldeki kırmızıya boyanmış bir boğa kaçırmak ve bir kongreye kocaman bir tüfekle girmek, iki çok farklı olay. | Open Subtitles | تهريب بالون مملوء بالطلاء الأحمر إلى الفندق وانسلال بندقية داخل المؤتمر أمران مختلفان تماماً |
Uydurma şekilde boyanmış bir araba bana doğru geldi. | Open Subtitles | ثمة سيارة مرقعة بالطلاء كانت متوجهة نحوي. |
Boyarız, ama üstlerine slogan yapmayız. | Open Subtitles | نعم لكننا لا نضع شعارات بالطلاء على جميع جسمه |
Bir hortum alıp tüm okulu boyayın. | Open Subtitles | قوموا برش المدرسة بأكملها بالطلاء بإستخدام خرطوم |