| Genelde sadece bir neden olur kadınlar bu tür kendini savunma taktiklerini bilir | Open Subtitles | هنالك بالعادة سبب وحيد للملاأة أن تعلاف ذلك النوع من الدفاع عن النفس |
| Çıplak modellik yapmak için Genelde pantolonunu da çıkarman gerekir. | Open Subtitles | إذا كنت تتوقع بأنك نموذج عاري إنه بالعادة بدون سراويل |
| Genelde insanlara tüm bu şeyleri yememelerini söylüyorum, bu yüzden... | Open Subtitles | بالعادة, انا انصح الناس بعدم تناول كل هذه الاشياء فاا.. |
| Normalde bölgemiz için kavga etmeyiz, ama şimdi durum farklıydı. | Open Subtitles | نحن بالعادة لا نتقاتل لمنطقة معينة لكن الان الامور تغيرت |
| Uyanış Normalde bir kerede olur, ama biz aslında tam ortasında durdurduk. | Open Subtitles | الإستيقاظ يحدث بالعادة دفعة واحدة لكننا في الحقيقة توقفنا في منتصف العملية |
| Genellikle, korumaya çalıştıkları bir tanık olduğunda başvurdukları bir şey. | Open Subtitles | إنها ما يفعلونه بالعادة عندما يحصلون على شئ فإنهم يحرسونه |
| Sana ateş edeneler Genellikle dönüp bana da ateş ediyorlar. | Open Subtitles | الأشخاص الذين يريدون التخلص منك، بالعادة يريدون التخلص مني أيضاً. |
| Doktorlar kanser üzerine düşünürken, Genelde danışmadıkları insanlarla konuşmak zorunda kaldılar. | TED | الأطباء أمكنهم التحدث مع أشخاص بالعادة لا يستشيرونهم حينما يفكرون بمرض السرطان. |
| İnsanlar Genelde acısını sessizce ve kendi kendilerine yaşıyorlar. | TED | و بالعادة يعاني الناس من النوع الثاني بهدوء و خصوصية .. |
| Evet, bu ilginç. Genelde bu adamlar yalvarır. | Open Subtitles | صحيح، هذا غريب، هؤلاء الرجال بالعادة يحبون التسول |
| Nimbostratusa benziyor ama Genelde çok daha aşağıda olurlar. | Open Subtitles | أنها سحابة مطر، وتكون بالعادة أوطأ من الغيوم الأخرى |
| Onun arkadaşlarını Genelde ön tarafta kabul ederiz. | Open Subtitles | نحن بالعادة نستقبل أصدقائها في الساحة الأمامية. |
| Eğer bir şey olursa, Genelde ilk beş dakika içinde oluyor. | Open Subtitles | اذا حدث شي, يحدث بالعادة في اول 5 دقايق فقط,. |
| Genelde 45 dakika geç kalırım. Bugün erkenciyim. | Open Subtitles | بالعادة أتأخر 45 دقيقة وبالتالي فانا قد وصلت باكرا |
| Normalde gerçeklikle yarım bir bağım vardır, buna rağmen ben bile korkuyorum. | Open Subtitles | بالعادة أنا أعيش في عالم خيالي حتى أنا بدأت أشعر بالخوف الآن |
| Hayır, silahı ateşlemek Normalde bu işin bir parçası değildir. | Open Subtitles | لا . تفريغ رصاص سلاحك ليس بالعادة جزء من عملك |
| Normalde eve hırsız girdi mi, insanlar anahtarları değiştirmek isterler. | Open Subtitles | حسنٌ، فقط لأنَّ بالعادة في الاقتحامات، الناس تُريد مفاتيح جديدة |
| Normalde ya işten ya çocuklardan ya bulaşıktan ya bıkkınlıktan uzağa dersin. | Open Subtitles | حسنٌ، بالعادة تقولين بعيداً عن العمل أو الأطفال أو الصحون أو الملل |
| Genellikle tam olarak ulaşamaz ama bir düzine aşamadan sonra w=2,999 'e kadar geldik ki bu da yeterince yakın. | TED | بالعادة ،لايصل الى هذه القيمة بسرعة لكن بعد الكثير من الخطوات، نصل لحوالي w = 2.999 وهي قيمة تقريبية كافية. |
| Karım yatmadan önce çoğu zaman bahçede dolaşır ve geri döndüğünde Genellikle kapıyı kilitlemeyi unutur. | Open Subtitles | هي بالعادة تشاهد الحديقة قبل أن تنام وتنسى غلق النافذة عندما تعود |
| Genellikle böylelerini bir odada oturturduk ve koltuklarında bir gösterimi izlerlerken elektrik vererek infaz ederdik. | Open Subtitles | بالعادة نُجلسهم في غرفة ونقوم بصعقهم بالكهرباء على كراسيهم وهم يشاهدون عرض |
| Adam buraya sık, sık geliyor. Yani rastlarsan ona sormayı dene. | Open Subtitles | بالعادة هذا الشخص يأتي هنا لذا قم بسؤاله إذا و جدته |
| Çocuklar, bilirsin. Neyin ne olduğunu söylerler. Kadınlar pek yapmaz. | Open Subtitles | الأولاد يقولون ما على لسانهم بينما النساء لايفعلون هذا بالعادة |