ويكيبيديا

    "بالعبث" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bulaşmak
        
    • bulaştın
        
    • uğraşmaya
        
    • sayılmasına
        
    Ben sokaklardan geldim ve kararık sokaklarda bulaşmak isteyeceğin son polisim. Open Subtitles أنا قادم من الشوارع وأنا آخر رجال الشرطة الذي قد تفكر بالعبث معهم في زقاق مظلم
    Evet, onlara engel olurdum, ama bulaşmak isteyeceğin türden çocuklara benzemiyorlardı. Open Subtitles نعم، كنتُ لأوقفهم، لكنّهم لا يبدون من النوع الذي ترغبين بالعبث معهم.
    Hem onlara niye bulaştın ki? Open Subtitles ماذا تفعلين بالعبث معه على اية حال؟
    Yanlış Meksikalı'ya bulaştın. Open Subtitles لقد قمت بالعبث مع المكسيكي الغير مناسب
    Eğer izin verirsen seninle uğraşmaya devam edecek. Open Subtitles ،إن سمحت لهذا الشعور فسوف يستمر بالعبث معك
    - Marijuana ile uğraşmaya üniversitede başladığını söyledi. Open Subtitles أنه بدأ بالعبث بسلالات الماريجوانا في الجامعة.
    Bu hastaneyi bir takım idealler üzerine kurdum ve bu ideallerin yok sayılmasına izin vermeyeceğim. Open Subtitles بنيت هذا المكان بمُثلٍ من الواجب مراعاتها، ولن أسمح بالعبث بها.
    Jed, evet, burada öylece dur ve adamın bulaşmak istemeyeceği biri gibi görün. Open Subtitles نعم قف وهنا وأبدوا مثل شخص لن يرغب احد بالعبث معه
    İlk önce onlar geri zekâlı değiller. İkincisi o insanlara bulaşmak istemezsin. Open Subtitles بداية، ليسوا حمقى ثانياً، لن ترغب بالعبث معهم
    Bay Brand, şu anda bulaşmak isteyeceğin son kişiyim. Open Subtitles فستدرك يا سيد (براند), أنني لست شخصاً ترغب بالعبث معه الآن
    Şu anda bana bulaşmak istemezsin. Onun hayatını mahvettin. Open Subtitles لا ترغب بالعبث معي الآن
    Şu anda bana bulaşmak istemezsin. Open Subtitles لا ترغب بالعبث معي الآن.
    Yanlış Meksikalı'ya bulaştın. Open Subtitles لقد قمت بالعبث مع المكسيكي الغير مناسب
    Aynen. Onunla uğraşmaya başlayalım. Open Subtitles بالضبط، والآن سنبدأ بالعبث معه؟
    Sonra bu bokla uğraşmaya başladılar. Open Subtitles بعدها بدأوا بالعبث في الجوار
    O günden sonra, Madison benimle uğraşmaya başladı ve artarak devam etti. Open Subtitles لكن في وقتٍ لاحقٍ من ذلك اليوم، بدأت (ماديسون) بالعبث معي، وازداد الوضع سوءاً من تلك اللحظة.
    Bu hastaneyi bir takım idealler üzerine kurdum ve bu ideallerin yok sayılmasına izin vermeyeceğim. Open Subtitles بنيت هذا المكان بمُثلٍ من الواجب مراعاتها، ولن أسمح بالعبث بها.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد