"بالعرق" - ترجمة من عربي إلى تركي

• ter
• terli
• terden
• ırk
• terledi
• terlidir
• terledim
• teri
• terlemek
• terliydi
• terliyim

Şöhretin bedeli vardır ve burası ter dökerek ödemeye başlayacağınız yer.
حسناً , الشهره لديها ثمن وهنا ! ستبداء بالدفع , بالعرق

ter ve korku içinde oturup her sözümü kesersen böyle olur.
تجلس هناك مُغطى بالعرق و الخوف تُضعف من تأثير كل كلمة لي

Ve küçük, terli bir herifin kendimi kötü hissettirmesine izin vermeyeceğim.
ولن أترك رجل مبلل بالعرق مثلك أن يجعلني أستاء من ذلك.

Ya şimdi? terli, pis ve traşsız.
ليس لدي فرصة بالصحراء، غير حليق ومليء بالعرق

Ama terden sırılsıklam oluyorsam, sanırım bu pek romantik olmayabilir, ha?
لكن أعتقد أني إذا أغرقت المكان بالعرق لن يكون هذا رومانسياً

Çinlilerin bir çok diğer ülkeye göre çok ama çok farklı bir ırk algısı var.
ان الصينين لديهم مفهوم مختلف جدا فيما يتعلق بالعرق مقارنة مع باقي الدول

Biraz ara verelim. Sırtın çok terledi.
حسنا، لنسترح ظهرك مبتل بالعرق

- Scotty'nin parmakları da terlidir tabii. - Olamaz.
-وأصابع (سكوتي) مليئة بالعرق

Yalnız aşırı nemli. Buraya daha yeni geldim ama çok terledim.
المكان رطبٌ هنا كالجحيم لقد وصلتُ لتوي وها أنا غارق بالعرق

Parlaklık teri, ter baskı hissettiğini, baskı da suçluluğu gösterir.
اللمعان يوحي بالعرق مما يوحي بالتوتر مما يوحي بالذنب.

Dehşet ve ter içinde uyandım.
استيقظت وقد كنتُ مرعوبة مغطاة بالعرق

Ve dehşet ve ter içinde uyandım.
أنا مكروب من الرعب وأستيقظ مغطى بالعرق

ter, kir ve hayat ile kaynayan bir dünya.
عالم يمتلئ بالعرق و القذارة و الحياة

Her günüm kızgın ateşin karşısında terli ve pislik içinde geçerdi.
طيلة اليوم أمام الفحم الحارّ غارقاً بالعرق و السخام

42 tane çok güzel, terli iç çamaşırı özenle hazırlanmış şekilde günlerdir bekliyor ve kimse sipariş vermek için girişimde bile bulunmuyor.
إثنان وأربعون فرد من السروايل الجميله المليئه بالعرق وضعت بشق الأنفاس لأيام للقطعه وهم حتى لا يثقبون حفره بالطلب

Dirseğimi ittirip duran şişman bir kadınla işini anlatıp duran, iri yarı ve terli bir adamın arasına sıkıştım.
أنا مسحوق بين سيدة سمينة وهي تواصل الغوص في وسادتي بكتلتها الضخمة، المبللة بالعرق

Ve yardıma ihtiyaçları olan bu zamanda ineklerin doğumuna yardım edecek nasırlı ellerini terli karınlarına bastırarak ve içindekilere derin derin uzanarak ki böylelikle içerideki kandan var olmuş canı serbest bırakacak ve o genç ve masum ruhları Montana'nın şafağının orman renkli sessizliği altında inleyip terlemek için dışarı... çıkartacak.
وفي وقت الحاجة ستقدم المساعدة بعمل البلوزات بالضغط على جنوبهم المبللة بالعرق بيديها الصلبة

Adem elması terden parlayarak yükselip, alçalırdı.
، تفاح آدمه كانت تصعد و تهبط تلمع بالعرق

Biliyorum. Okudum. Her gece terden sırılsıklam uyanıyorsun...
أعلم قرأته تستيقظين كل ليلة وملآتك مبللة بالعرق

Bu genellikle bir etnik köken ile, bir ırk ile yahut bir mezhep ile bir güç savaşı şeklinde uygulanıyor.
عادة تكون على علاقة بالعرق أو السلالة أو الطائفية، أو تكون صراع قوة.

Tıp alanındaki nefes kesici gelişmelere rağmen şunu öğrendim, ırk konusuna gelince hayal dünyası sekteye uğruyor.
وعلى الرغم من القفزات الطبية العديدة والرائعة التي نتعرف عليها، هناك فشل فى التصور عندما يتعلق الأمر بالعرق.

Pekala. Ara verelim. Sırtın çok terledi.
حسنا، لنسترح ظهرك مبتل بالعرق

Biraz terledim.
.. أنا أنت جذابة ومبللة بالعرق

Amerikan olimpiyat altını zenci teri olarak ifade edilebilir.
الميدالية الذهبية الخاصّة بالولايات المتّحدة يمكن قياسها بالعرق الزنجيّ

Üçüncü sıra. Bu terlemek için yeterli bir uzaklık.
الصف الثالث هذا قريب بما يكفي لأبلل بالعرق

Darmadağınık, nefessiz kalmış halde ve terliydi.
كان غير مرتبًا، لا يستطيع التنفس و مملوء بالعرق

Sana sarılırdım ama gördüğün gibi terliyim ve...
حسناً، اود معناقتك لكن من الواضح انني ملئ بالعرق