Dünya ırkçı saçmalıklarla dolu. Bir siyah ve bir beyaz adam burada... Şey, biz bu tüm saçmalıkları aştık. | Open Subtitles | في هذا العالم الذي يطفح بالعنصرية, ها هي الأخوة في أسمى معانيها تتجلى بين رجل أبيض و أسود |
Birazcık bile ırkçı değil. | Open Subtitles | هذا ليس حتى له علاقة بالعنصرية |
Hooch'u duyunca siyahi biri olduğunu düşündüm diye bana ırkçı etiketini yapıştırma. | Open Subtitles | لا ترميني بالعنصرية "لأنني قلت "الرجل الأسود (عندما سمعت اسم (هوتش |
Kimse beni ırkçılıkla suçlayamaz! | Open Subtitles | لا أحد لديه الحق في اتهامي بالعنصرية. |
Onun ırkçılıkla bir alakası yok. | Open Subtitles | لا علاقة بما قلته بالعنصرية |
Irkçılık konusunda sabit fikirli olmamın nedeni ise onu sadece sabit fikirliliğin yok edebileceğini düşünmemden. | TED | والسبب في أنني أفكر بالعنصرية فقط هو لأنني أعلم أن هذا العزم ممكن أن يدمرها. |
Az önce ona ırkçı dedim. | Open Subtitles | انا فقط نعتها بالعنصرية |
Onu hapse tıktığım için ırkçı mı oluyorum? | Open Subtitles | وأن تدعوني بالعنصرية لسجنها؟ |
- Bana ırkçı mı diyorsunuz Bay Vega? | Open Subtitles | هل تتهمني بالعنصرية يا سيد (فيجا)؟ |
Dikkatli ol, Dave. Bu biraz ırkçı oldu. | Open Subtitles | احذر (ديف) بدأت بالعنصرية |
Bunun ırkçılıkla alakası yok Charlie. | Open Subtitles | لا ، هذا ليس له علاقة بالعنصرية يا (تشارلي) |
Irkçılık ya da sömürgecilik, ne derseniz deyin önemli değil, çünkü gerçek şu ki, Amerika Yerlileri son yüzyılda haklarından ve kültürlerinden mahrum bırakıldı. | TED | يمكنك تسميتها بالعنصرية أو الاستعمار، لكن التسميات لا تهم بقدر حقيقة أنه خلال القرن الماضي، حقوق الأمريكيين الأصليين وثقافتهم سلبت منهم. |
- Adalet yok. - Barış yok. Irkçılık suçlamaları var. | Open Subtitles | كان هناك إتهامات بالعنصرية |