İçimin toz ve örümcek ağıyla dolu olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تقول أن داخلي مملوء بالغبار و خيوط العنكبوت ؟ |
Artık galaksi düzleminin toz ile kapanmadığını görebilirsiniz. | TED | يمكن أن ترى المستوى المجري لم يعد مظلمًا بالغبار. |
Saatlerimizi, günlerimizi, ömrümüzü kirli, tozlu kayıt kutuları arasında harcıyoruz. | TED | نقضي ساعاتٍ وأيامًا وسنواتٍ من حياتنا نُنقب في صناديق التسجيلات القذرة والمملوءة بالغبار. |
tozlu kütüphanelerde ders çalıştığın onca vakit. | Open Subtitles | كل هذا الوقت الذي قضيته في الدراسة في تلك المكتبات المليئة بالغبار |
Yıldız tozuyla kaplı yerde, gezegenin dört bir yanından gelen bilim adamları... dünyanın en büyük teleskopunu yarattılar. | Open Subtitles | محاطين بالغبار الكوني قام العلماء من كافة أرجاء الكوكب بانشاء أكبر تلسكوب في العالم |
Benim tahminime göre hava yastığı tozu. | Open Subtitles | ها قد صدق تنبؤى إنها حقيبة مليئة بالغبار |
Ve şu şömineye de bakın. tozla kaplanmış. | Open Subtitles | وإنظروا لهذه المدفأة إنها مغطاة بالغبار |
toz, al kırmızının üstünü örtüp, onu gün geçtikce yumuşatıyor. | Open Subtitles | يتم كتم الأحمر القرمزي بالغبار أن تدفن أكثر وأكثر كل يوم. |
Temiz değil ama. Her yer toz dolu! Baksana. | Open Subtitles | إنه غير نظيف ومليء بالغبار, فقط انظر إلى هذا |
Sıkıntıdan patlayacağım. 911 tuşu toz bağladı. | Open Subtitles | هذا المكان ممل جداً, أزرار التليفون 911 مغطية بالغبار |
Şimdi kadının sahip olduğu belki de tek şey şu eski büyük ev... ve ciğerlerindeki bir kürek dolusu toz. | Open Subtitles | تقريباً الشيء الوحيد الجميل الذي .تبقىلهاالآنهوذلكالبيتالقديمالكبير. ومجرفة مليئة بالغبار في رئتيها |
Burası misafir odası ama hiç misafirimiz olmadığı için her yer küf ve toz içinde. | Open Subtitles | هذه هي غرفة النوم الرئيسية للضيوف. لكنها متسخة و مليئة بالغبار لأنه لم نستقبل ضيوفاً أبداً. اعذريني. |
Bu yüzden ergenlik dönemimin kalanını tozlu harabelerde ve dünyanın çeşitli yerlerindeki kazılarda dolaşarak geçirmiştim. | Open Subtitles | لذا لقد قضيتُ سنوات نشأتي خلال الأنقاض المليئة بالغبار و التنقيبات المختلفة في جميع أنحاء العالم |
Yirmi yıl sonra bu tozlu garajda hâlâ aşk şarkıları kaydediyor olacaksın. | Open Subtitles | بعد عشرين سنة من الآن ستظل تسجل أغاني الحب في هذا المرآب المليء بالغبار |
Ne kadar tozlu yıllardır kimse yokmuş gibi. | Open Subtitles | لا يوجد أحد هنا المكان مليء بالغبار لم يتواجد أحد هنا منذ سنوات |
Kirli tozlu bir günün ardından... gerçek bir otelde kalmayı dört gözle bekliyorduk. | Open Subtitles | بعد يوم مليء بالغبار والتعب كنا نتطلع للسكن في فندق حقيقي |
Elvis tozuyla kaplıyım ve üç başlı bir sikim. | Open Subtitles | انا مغطى بالغبار. انا قضيب طوله ثلاث أقدام |
- Bedeni olmayan bir kafa beni alçı tozuyla zehirlemiş gibi. | Open Subtitles | بواسطة رأس ميت مملوء بالغبار اللاصق |
Kryptonite tozuyla dolu bir bomba. | Open Subtitles | قنبلة، مليئة بالغبار الكريبتوني |
Peri tozu kıvamındaki nefret vukuatından bahsediyorum. | Open Subtitles | انا اتكلم عن جريمتك الصغيرة النابعة من الكراهية بالعبث بالغبار علي |
Peri tozu ile çalışırız. O bizim yaşam kaynağımız. | Open Subtitles | نحن نعمل بالغبار السحري إنه شريان حياتنا. |
- Buralar her ne kadar düzenli temizlense ya da çocuklar düşünülse de böyle bir yer tozla doludur. | Open Subtitles | الغبار - مهما كان - ضبط التنظيف وإنضباط الأطفال مكان كهذا مليء بالغبار |