Boş herifin teki ama karısı gözalıcı. Bir keresinde yanlışlıkla, sevişirken duydum onları. | Open Subtitles | و هو و لا حاجه. و مره بالغلط سمعتهم بيمارسوا الجنس, |
Havuzda yanlışlıkla yağmurluklarımızı değiştirmişiz. | Open Subtitles | بالغلط أخذَت معطفي وأخذتُ معطفها في المسبح |
Bizde kaldığın zamanlarda, bana ait olan bir şeyi yanlışlıkla almadın, değil mi? | Open Subtitles | ـ عندما كنت ساكن عندنا ، لم تأخذ شئ يخصني بالغلط ، صح ؟ |
Sanırım yanlışlıkla sizinkini almışım, pardon. | Open Subtitles | أعتقد أنني أخذتُ كأسك بالغلط آسفة بشأن هذا |
Çünkü Carly'nin babası yanlışlıkla kadının ayağını arabanın kapısına sıkıştırmış. | Open Subtitles | لأن أبو كارلي ضرب قدمها على باب السياره بالغلط |
Hüsran, yanlışlıkla bir çorba konservesi kapağıyla parmağını kesmektir. | Open Subtitles | الإحباط هو عندما تقطع إصبعكَ بالغلط عن طريق غطاء قدر الحساء |
Hey, millet, galiba biriniz yanlışlıkla benimkini de almışsınız. | Open Subtitles | أنتم يا رِفاق لقد أخذ أحدكم وجبتي بالغلط |
yanlışlıkla Polis ceketini giyene kadar. | Open Subtitles | أرتديت سترته بالغلط لقد كان الجو بارد و ... |
Gördüm. yanlışlıkla New Rochelle'e doğru gitmişim. | Open Subtitles | ووجدت نفسي متجهاً إلى نيو روشيل بالغلط |
Kendimi yanlışlıkla kendi kendime sevişirken buldum. | Open Subtitles | انتهى بصنع حب ناعم لنفسي بالغلط |
Kendini de yanlışlıkla mı bağladı? | Open Subtitles | و هل هو ايضاً بالغلط ربط نفسة؟ |
İki gün önce yanlışlıkla 911'i aradım... | Open Subtitles | قبل قمت قمت بالغلط بالاتصال ب911 |
Sanırım yanlışlıkla vine'ı açtın. | Open Subtitles | اظن بأنك بالغلط رفعت ملفا في فاين |
Onu yatılı misafirliğe bırakmıştım. yanlışlıkla benimkini almış. | Open Subtitles | غلب عليها النعاس وأخذت هاتفي بالغلط. |
Uyuya kalmış. yanlışlıkla benimkini almış. | Open Subtitles | غلب عليها النعاس وأخذت هاتفي بالغلط. |
Kadın onları yanlışlıkla çıkarana kadar onları çoktan unutmuşum bile. | Open Subtitles | -نسيتها تمامًا حتى أسطقتها تلك السيدة بالغلط |
Kalemimi yanlışlıkla toplantı odasında unuttum. | Open Subtitles | لقد نسيتُ قلمي بالغلط بغرفة الإجتماعات. |
Cliff yanlışlıkla kız kardeşini öldürdü. | Open Subtitles | كليف قتل اخته بالغلط |
Hayır, yanlışlıkla almış olmalı. | Open Subtitles | لا, لا بد من أنه أخذه بالغلط. |
Benjamin yanlışlıkla değil, bilerek bıraktım ki oraya geri dönüp bizim için ne söylediklerini dinleyebileyim. | Open Subtitles | (بينجامين)، عندما قلتُ "بالغلط"، قصدت عمدًا لأنهُ يمنحني عُذرًا للعودة إلى هُنالِكَ والتنصت لما |