"بالغناء" - ترجمة من عربي إلى تركي

• şarkı
• söyleyin
• düet
• Şarkıyı
• şarkıya
• konser
• şarkıcı
• söyler
• şarkıyla
• şarkısını

Yarın bütün gün prova yapacağız ve yarın gece sen şarkı söyleyeceksin.
أجل. لذا سنقوم بعمل بروفات طيلة اليوم غداً وستقومين بالغناء في المساء.

Size gösterecek pek birşeyim çok o yüzden sizlere şarkı söyleyeceğim.
ليس لدي شئ حقآ لاقدمة , ولكن اليوم ساقوم بالغناء لكم

Melek gibi bir sesi vardı ve şehrin her yerindeki kulüplerde şarkı söylerdi.
كانت تمتلك صوت عذب و قامت بالغناء في النوادي في كل أرجاء المدينة

O kadar üzgündün ki dünkü etkinlikte dans edip şarkı söyledin.
غاضبة لدرجة أنكِ قومتي بالغناء والرقص في حفلة العودة للدراسة البّارحة

Susan Boyle bunu söylerken, 80,000 izleyici hep bir ağızdan şarkı söyledi.
و مع ذلك تقول سوزان بويل أن 80 ألف مستمع قاموا بالغناء مع بعضهم

O kiliseye gittik ve Rahip Moss'un vaazını dinledik ve vaazdan sonra o muhteşem kadınlar korosu, 100 güçlü kadın ayağa kalktı ve şarkı söyledi.
ذهبنا الى تلك الكنيسة واستمعنا إلى القس ريفو موس وبعدما أكمل موعضته، وقفت جوقة من النساء الرائعات، جوقة تتكون من 100 امرأة قوية، وبدأن بالغناء.

Balinalar şarkı söylemeye devam edebilirlerse ve dinlemeye devam edebilirsek, belki bir gün gerçekten ne dediklerini anlayacağız.
إذا استمرت الحيتان بالغناء واستمرينا نحن بالإنصات، فربما يومًا ما سنفهم حقًا ما تقوله.

Gün içinde çocuklara şarkı söylemeleri, yoga yapmaları ve fiziksel aktivitelere katılmaları için zihin molaları verdik.
لقد أدرجنا فترات استراحة للعقل خلال اليوم السماح للأطفال بالغناء أداء حركات يوغا والمشاركة في أنشطة بدنية منظمة

Aman ne güzel. Şen şakrak şarkı söyleyip çukur kazıyor.
. أوه ، إنه رائع ، سعيد مثل البلبل . مستمر بالغناء ويحفر الأهوسة

Evet, şarkı söylerdim. Hayatımın en güzel dönemiydi.
آجل قمت بالغناء هناك وأمضيت أجمل أيام حياتي

Bildiğiniz gibi, burada "Casello"da yalnızca gerçek şarkıcıların şarkı söylemesine izin var.
كما تعلمون، فنحن هنا في الـ"كاسيلّو" لا نسمح إلا للفنانين الحقيقيين بالغناء

Yemeğe davet edildiğimde, şarkı söylemem beklenir.
فعندما تمت دعوتى للعشاء كنت أظن بأنى سأقوم بالغناء.

şarkı söyleyerek geçiniyorum. Başka yollara sapmak gibi bir arzum yok.
أنا اشق طريقى بالغناء وليس لى رغبة للذهاب إلى أبعد من ذلك من قبل أي طريق آخر.

Onu izleyen kısa bir sessizlikte birden, şarkı söylemeye başladı.
وأثناء فترة الصمت القصيرة قبل أن يبدأ الشريط التالي صدحت فجأة بالغناء

Sarhoş olup şarkı söyle demedim.
لم أخبرك أن تسكري وتبدين بالغناء حتى يغمى عليك

Bir bu eksikti! Ayıklar da şarkı söylemeye başladı!
هذا ما ينقصني، أن تبدأ الناس الصاحية بالغناء

Bu yüzden, şarkı söyleyin... ateş edin...
قم بالغناء اسقط

Ya benimle düet yapıp süperstar olursun Yada gizli bir genç olarak unutulursun.
يمكنك القيام بالغناء معي وسوف تصبح نجم كبير أو يمكنك الأبتعاد وتكون معجب للمراهين لفترة فقط.

Eğer ki bir yerlerdeysen bu Şarkıyı duyabileceğin sen de söyle.
اذا كنت في مكان ما يمكنك سماع هذه الاغنية استمر بالغناء

Kovboyların durduk yere bir şarkıya başladıklarını biliyor muydunuz?
أتعرفان أن رعاة البقر يقومون بالغناء تلقائياً هكذا؟

Güney Afrikalı müzisyenler denizaşırı ülkelerde konser veremiyordu.
موسيقي جنوب أفريقي لم يسمح لهم بالغناء بالخارج

Mary Clarence'in şarkıcı olduğunu duydum.
والدتنا الموقرة قالت لنا أن ماري كلارينس لديها خبرة بالغناء.

Evinde hiç şarkı söyler misin?
هل قمت بالغناء من قبل في أرجاء المنزل ؟

O tiyatroya gidiyor ben de evde insanların kendilerini şarkıyla ifade etmesini dinlemek zorunda olmuyorum.
هى ذهبت الى المسرح و انا بقيت فى المنزل حيث لا اسمع اى اشخاص يعبروا عن انفسهم بالغناء

"Automatic for the people" şarkısını da açarız.
التفوق على الناس بالغناء في "آلة التسجيلات"