- Maya, bu çok tehlikeli. - Kara Kaya'ya dönmelisin. | Open Subtitles | ، مايا إنه بالغ الخطورة عليكِ تحتاجي للرجوع إلى بلاك روك |
çok tehlikeli bir dünyada kendi başının çaresine bakabilmeyi öğreniyor. | Open Subtitles | إنها تتعلّم الاعتناء بنفسها في عالم بالغ الخطورة |
Sana söyleyeceğim şey çok tehlikeli. | Open Subtitles | ما سأطلعك عليه أمر بالغ الخطورة |
Bayanlar baylar, sadece tek bir kişinin göze alabileceği tehlikeli bir gösteriye tanıklık etmek üzeresiniz. | Open Subtitles | سيداتى أنساتى أنتم على وشك مشاهدة عرض بالغ الخطورة لا يجرؤ عليه سوى رجل واحد |
Bu çok tehlikeli. | Open Subtitles | مارست الملاكمة قليلاً في الجامعة كما تعرف - إن الأمر بالغ الخطورة - |
Düzlüğü geçmek şu an çok tehlikeli. | Open Subtitles | من بالغ الخطورة عبور الكثبان الرمليّة |
- Bu çok tehlikeli. | Open Subtitles | ذلك بالغ الخطورة. |
Bu iş çok tehlikeli. | Open Subtitles | سيكون هذا أمراً بالغ الخطورة |
Bu çok tehlikeli. | Open Subtitles | ذلك بالغ الخطورة |
Ama şu an çok tehlikeli. | Open Subtitles | ولكنه بالغ الخطورة الآن |
Hayır. çok tehlikeli. | Open Subtitles | لا، فالأمر بالغ الخطورة |
çok tehlikeli bu. | Open Subtitles | الأمر بالغ الخطورة |
Tilki ise çok tehlikeli. | Open Subtitles | والثعلب بالغ الخطورة. |
- Çünkü orası çok tehlikeli, 'Riq. | Open Subtitles | لأن ذلك قد يكون بالغ الخطورة يا (ريك) |
Kramer, çok tehlikeli olacak. | Open Subtitles | (كرايمر)، الأمر بالغ الخطورة |
Henüz direncini kıramadık, hâlâ tehlikeli bir hayvan... | Open Subtitles | لم نبدأ الانطلاقة بعد إنه بالغ الخطورة... |
Son derece tehlikeli bir şey olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أنه جهاز بالغ الخطورة |