| - Onun bir kardeşi var zaten. Korumacı gibi oluş olmasın amam. | Open Subtitles | إنّه بالفعل لديه أخ، أتعلم، إنّها ليست مُجرّد رابطة أخويّة مكانيّة وحسب. |
| Ama onun gülü var zaten. | Open Subtitles | لكن... هو بالفعل لديه وردته... |
| - Teğmenin koruması var zaten. | Open Subtitles | الملازم بالفعل لديه صحبه |
| Elinde gerçekten yeni bir şey varsa, onunla tekrar dalaşmayalım. | Open Subtitles | وليس هناك سبب وجيه للذهاب اليه مجددا الا اذا كان بالفعل لديه شيئا جديد |
| Elinde gerçekten yeni bir şey varsa, onunla tekrar dalaşmayalım. | Open Subtitles | وليس هناك سبب وجيه للذهاب اليه مجددا الا اذا كان بالفعل لديه شيئا جديد |
| Ama onun gülü var zaten. | Open Subtitles | لكن... هو بالفعل لديه وردته... |
| Malcom'ı koruyan birileri var zaten. | Open Subtitles | (مالكوم) بالفعل لديه أحدهم ليراعيه |
| Justin'in işi var zaten. | Open Subtitles | جاستن) بالفعل لديه وظيفة) |