karides. Bayat, bir günlük karides. Senin koca kıçını beklerken grup, karideslere saldırdı. | Open Subtitles | يوم كامل مليء بالقريدس الفرقة بدأت بأكله بينما كنا نتتظرك |
Çünkü karides, kırmızı biber ve keçi peynirli pizzayı aynı anda sipariş veren tek insansın. | Open Subtitles | لأنّك الشخص الوحيد الذي رأيته على الإطلاق يطلب بيتزا بالقريدس و الفلفل الأحمر و جبنة الماعز |
Ne zaman havaya karides atsalar annem resmen yakalamak için yerinden fırlıyor. | Open Subtitles | كل مرة يرمون بالقريدس في الهواء، تقوم بالقفز فعلياً من مقعدها كي تلتقطه. |
Muhtemelen küvetler karides jakuziler de göğüs eti dolu olacak. | Open Subtitles | غالبا ستكون احواض الاستحمام مليئه بالقريدس |
Şey, pizzayla karides yeme hakkınız var. | Open Subtitles | يحق لنا تناول البيتزا بالقريدس هنا |
Et sulu karides. | Open Subtitles | حساء الخضار بالقريدس |
- Bana dört kase karides ver. | Open Subtitles | اعطيني أربع رامين بالقريدس |
Bildiğim kadarıyla Avustralya'da çok karides var. | Open Subtitles | (حيث أعلم أن (أستراليا تعج بالقريدس |