Bob kalp sayısına inanıyor ve kalp sayısını kolayca azaltmak çok daha zordur. | TED | يؤمن بوب بالقلب العامل. والأمر أصعب من أن يتم ببساطة تسريح قلب عامل. |
MR'ı ise hiçbir tümör veya kanser göstermiyor, ya da kalp yetmezliği. | Open Subtitles | الأشعة المقطعية تظهر عدم وجود أورام أو سرطان أو أى مشاكل بالقلب |
Benden, hayvanat bahçesine gitmemi ve olası bir kardiyak sebebi için hayvanın kalp görüntülerini incelememi istediler. | TED | سألوا إذا كان باستطاعتي القدوم إلى حديقة الحيوانات والقيام بتصوير قلب الحيوان للبحث في إمكانية ارتباط الأمر بالقلب. |
Bunun yarısının, 600.000 kişide, kalbinde kalıcı hasar meydana gelir ki bu durum sonradan çok kötü problemler yaşamalarına sebep olur. | TED | نصفهم تقريبا ،أي ٦٠٠ ألف لديهم ضرر دائم بالقلب التي من شأنها أن تسبب لهم مشاكل سيئة للغاية في وقت لاحق |
O bir yiğit. Kendi küçük ama kalbi dev gibi. | Open Subtitles | أنه شجاع صغيراً بالجسم ولكن كبيراً بالقلب |
Farklı duygusal durumların nasıl farklı kalp değişikliğine yol açtığı şu an için gizemini korumakta. | TED | وما زال السبب في أن نؤدي عوامل عاطفية مختلفة لتغيرات مختلفة بالقلب سراً غامضاً. |
Bir çeşit kalp rahatsızlığından. | Open Subtitles | ماتت من حوالي سنة ونصف نوع من مرض بالقلب |
Ve hepsi de oğlunuzun kalp yetmezliğinden öldüğüne mi inanıyordu, Madame? | Open Subtitles | وهل جميعهم مؤمن بان ابنك مات بسبب هبوط بالقلب ؟ |
kalpte olursa, kalp krizidir. Ciğerde olursa pülmoner emboli denir. | Open Subtitles | إن كان بالقلب يكون أزمة قلبية إن كان بالرئة تكون ذبحة صدرية |
- kalp rahatsızlığın var mı? | Open Subtitles | يا الهي، ان قلبك ينبض بسرعة نعم، يبدو أن لديك مشاكل بالقلب |
Aslında sadece kalp hastalığı değil... senatör birkaç yıl önce açık kalp ameliyatı geçirmişti. | Open Subtitles | فى الحقيقة لقد كان لدية مشاكل بالقلب. وقد قام بعملية القلب المفتوح منذ عدة أيام مضت. |
kalp sana bakacak şekilde tak. Bu, birine ait olduğunu gösterir. | Open Subtitles | إلبسه بالقلب يشير نحوك يعني بأنك تعودِ إلى شخص ما |
Hayatımın geri kalanını bu dükkanda geçireceğim babam gibi 50 yaşımda kalp krizi geçirip antika olacağım. | Open Subtitles | سأقضي ما تبقى من حياتي في هذا المخزن وأصاب بالقلب في الخمسين كوالدي وأصبح مجرد ذكرى |
Güzel, kalp ağrısı hakkında konuşmadan önce, bu şekilde kafaya dikmek, canlılık verir. | Open Subtitles | حسنا , من الجيد دوما للرجل ان يشرب بعضا من الشراب المزدوج قبل مناقشته بالامور التي تتعلق بالقلب |
kalpte olursa kalp krizi, ciğerde olursa pulmoner embolizm, beyinde olursa inme olur. | Open Subtitles | إن كان بالقلب يكون أزمة قلبية إن كان بالرئة تكون ذبحة صدرية إن كان بالمخ يكون جلطة أصابتني في عضلات فخذي |
Evet, ama babası izin vermedi. kalbinde üfürüm hastalığı var. | Open Subtitles | نعم، لكن والده لا يريد السماح له لديه تذمر بالقلب |
Kardeşinin bıçaklandığı anda kalbi yüzünden hastaneye kaldırılıyor. | Open Subtitles | يضعونه في المستشفى بسبب خفقان بالقلب في نفس وقت طعن أخيه |
Adrenallerin kısa devresi, kalbin kısa devresine yol açar. | Open Subtitles | يسبّب خللاً بالغدة الكظريّة، ممّا يسبّب خللاً بالقلب |
İyi niyetin önemi yok. kalbinden geçenlerin önemi yok. | Open Subtitles | النوايا الجيدة لا تحتسب ما بالقلب لا يحتسب |
Onlar aydınlanmanın Kalple görmek olduğuna inanırlar, akılla değil. | Open Subtitles | إنهم يؤمنون بالتنوير , الرؤية بالقلب و ليس بالعين |
En meşhur deneylerinden biri kalpten geçen kanın hacminin hesaplanmasıydı. | Open Subtitles | واحدة من أشهر تجاربه ،هي حساب حجم الدم الذي يمر بالقلب |
Kalbine 12 ünite adrenalin enjekte edilmiş ve o 3 dakika içinde ölür. | Open Subtitles | حقنة ادرينالين مباشرة بالقلب بـ12سنتميتر و ساراه يموت بثلاث دقائق |
Ve Kalbe anormal yollardan elektrik geçişi, nöbetlere sebep olmuş olabilir. | Open Subtitles | ،ومسارات كهربيّة شاذة بالقلب مما قد يُسبّب النوبات |