Şeytanım deyip duruyorsun. Sana söylüyorum sen kötü biri değilsin. | Open Subtitles | تستمرين بالقول أنكِ الشيطان, دعيني أخبرك, انتِ لست الشيطان. |
"Bence 'Affedersin ama beni kırdın' deyip sorunla doğrudan yüzleşmek en iyisi." | Open Subtitles | أجد أنه من الأفضل مواجهة المشكلة مباشرة بالقول ، معذرة لكنك جرحت مشاعري حقاً |
Kendim öldürmeliyim diyerek onu zor durdurdum zaten. | Open Subtitles | أنا بالكاد توقفت له بالقول ان كان لي أن أقتلك بنفسي. |
Şimdi de bir çocuğun doğum günü partisi önemsizdir diyerek meşrulaştırmaya çalışıyor. | Open Subtitles | وهي تحاول الآن أن تبرر كلّ ذلك بالقول أنّ حفلات عيد ميلاد الطفل ليست مهمة. |
Kendi bölgeleri olmadığını söyleyip duruyorlar sonra silahlanıp adamlarını yolluyorlar. | Open Subtitles | يستمرون بالقول أنها ليست منطقتهم، ثم يرسلون رجالهم إليها ؟ |
Büyük bir yanlış anlaşılma olduğunu düşündüğümü söyleyerek sözlerime başlamak istiyorum. | Open Subtitles | أريد البدء بالقول أعتقد بأن كان هنالك سوء تفاهم كبير هنا |
Bitirirken söylemek isterim ki, Afrika'yı piyano içine koyarsanız, bu gerçekleşir. | TED | اسمحوا لي أن أنهي كلامي بالقول إن هذا هو ما يحدث عند نقحم افريقيا في بيانو ، موافق. |
şunu söyleyerek başlayayım, yardıma ihtiyacınız olduğunda yardım istemeniz gerekiyor, | TED | دعني أبدأ بالقول الآن: إذا كنت بحاجة للمساعدة فسيتوجب عليك أن تطلبها. |
Yoksulluğu tarihe gömmek için muazzam fırsat olduğunu söyleyerek bitirmek istiyorum. | TED | أريد أن أختم بالقول بأن هناك فرصة مذهلة لجعل الفقر تاريخاً. |
"Hastane olmaz" deyip duruyordun. "Hastane olmaz. Hastane olmaz. " | Open Subtitles | لا مستشفيات, استمريت بالقول لا مستشفيات |
Hep belki de söyler deyip duruyordu. | Open Subtitles | لقد إستمر بالقول أنهُ قد... قد يُفترضُ عليه الإعتراف. |
"Patlayacağım" deyip duruyor. | Open Subtitles | هو يستمر بالقول بأنه سينفجر |
Son bir şey diyerek bitireyim biz bunu bir mühendislik problemi şeklinde düşündük ve sorduk burada bilimsel birleştirici fikir nedir | TED | لذلك ، اسمحوا لي أن أنهي بالقول كنا ننظر لهذا كنوع من المشاكل الهندسية. ولقد طلب منا ، ما هي الفكرة العلمية الموحدة هنا؟ |
Kendi düzenlerini kuramıyorlar." diyerek, bize nerede yaşayacağımızı, nasıl yaşayacağımızı, söylemeye devam ediyorlar. | Open Subtitles | ثم يمضي بالقول لنا أين نعيش وكيف نعيش |
Geleceğin hep bu şekilde olmadığını söyleyip duruyorsun öyle değil mi? | Open Subtitles | حسناً، إنّك تستمر بالقول أن المستقبل لم يكن هكذا دوماً، صحيح |
Şu kadının çirkin ve gereksiz olduğunu söyleyip duruyorsun bana. | Open Subtitles | انت تستمر بالقول بان تلك المرأة قبيحة و غير مهمة |
Seni harika bulduğumu söyleyerek sözlerime başlamak istiyorum. | Open Subtitles | أنا اريد فقط البدأ بالقول أعتقد أنك رائعة,موافقة؟ |
Genel Vali olarak atandığım için onur duyduğumu söyleyerek sözlerime başlamak istiyorum. | Open Subtitles | أحـُـب أن ابدأ بالقول بأنني ممتنة لجلوسي على كرسي الحاكم العام |
Başlarken şunu söylemek istiyorum ailem bana iyi bir çocukluk yaşatamayacak kadar fakirdi. | Open Subtitles | سأبدأ بالقول بأن والدىّ كانوا فقراء جداً ليربّونى فى كليفتون |
Sürekli şunu düşün, emekli olmana 12 yıl daha var. | Open Subtitles | إستمري بالقول لنفسك يا "آورورا" بقيت إثنا عشرة سنة للتقاعد |