Ama aslında bu resim tamamen, farklı yerlerin fotoğraflarının birleştirilmesiyle meydana geldi. | TED | لكن في الواقع هذه الصورة مركبة بالكامل من صور من أماكن مختلفة |
Bu şekiller tamamen ikilim verileri ya da bilimsel verilerden oluşuyor. | TED | هذه الأشكال مصنوعة بالكامل من بيانات الطقس أو بيانات علمية. |
Yaklaştığınızda, aslında tamamen rakamlardan oluştuğunu görürsünüz. | TED | حين تقترب، ترى بالفعل أنها مصنوعة بالكامل من أرقام. |
ve son olarak,ben ve kardeşimi tüm suçlarımızdan arındıran, bir başkanlık affı istiyorum. | Open Subtitles | و أخيراً أريد عفواً رئاسياً لي و لأخي يبرّئنا بالكامل من كلّ جرائمنا |
RM: Şikago bayrağının tasarımında tüm şehrin ortaklığı vardır. | TED | رومان: تصميم علم شيكاغو تم شراؤه بالكامل من جميع أقسام الشراء في المدينة. |
Haliyle büyük bir yıldızın tüm çekirdeği demirden oluştuğu zaman yakıtı bitmiş demektir. | TED | لذلك عندما يتكون النجم الضخم بالكامل من عنصر الحديد؛ ينفد الوقود. |
Bu, yüzeyi tamamen bahsettiğimiz zaman kapsülüne gönderilen resimler, kelimeler ve insanların çizimleri ile dönen bir dünya. | TED | أنه عالم معمور، السطح الذي يتألف بالكامل من الصور وكلمات ورسومات الناس التي تم إرسالها لكبسولة الزمن. |
tamamen kilden yapılan, elektrik tüketmeyen bir buzdolabı üretti. | TED | صنع ثلاجة مصنوعة بالكامل من الطين التي لا تستهلك كهرباء |
Bu adalar tamamen mercan resiflerinden oluşuyor ve deniz seviyesinden yaklaşık 2 metre yüksekte. | TED | تتكون هذه الجزر بالكامل من أكاليل مرجانية، بمعدل ارتفاع مترين تقريبا فوق سطح البحر. |
2010'da orayı ilk ziyaret ettiğimde plajın çöp ile dolu olması nedeniyle çok korkmuştum ve kafam tamamen karışmıştı. | TED | لكن عندما زرتها في سنة 2010 كنت مرعوبا ومرتبكا بالكامل. من القمامة التي كانت تغطّي الشاطئ |
İçi ise tamamen araba parçalarından oluşuyor. | TED | ولكن من الداخل فيتكون بالكامل من أجزاء سيارة. |
İngilizlerin erzakları tükenmek üzereyken havadan gelen yardımla tamamen tazelendiler. | Open Subtitles | عندما أتى الأمداد البريطانى أتى بالكامل من الجو |
Bu pantolonların tamamen kenevirden yapıldığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أن تلك السراويل مصنوعة بالكامل من نبات القنب |
Geçmişle bağlantımızı tamamen kesmeli ve toplu bir şekilde hareket etmeliyiz. | Open Subtitles | نحتاج الي تحرير انفسنا بالكامل من الماضي ونشتغل كعمل جماعي.. |
Mars havası ve hatta nadiren görülen bulutları bile neredeyse tamamen karbondioksitten oluşuyor. | Open Subtitles | هواء المرّيخ وحتى الغيوم الموسمية تتكون تقريبا بالكامل من ثاني أكسيد الكربون |
İngilizler tüm filoyu dağıtabilir. | Open Subtitles | يستطيع البريطانيين العبور بأسطولهم بالكامل من خلالنا |
Anlattığı tüm hikâye 2 saat rötarlıydı. | Open Subtitles | قصة بالكامل من البداية كانت متأخرة ساعتان. |
Buradan tüm adayı görebiliyorsun. | Open Subtitles | يالهي بامكانك رؤية الجزيرة بالكامل من هنا |
- Hayır, taslak günümüz. tüm bir sezonu organize ettiğimiz gün, kim benimle hangi maça gelecek falan. | Open Subtitles | هذا اليوم ننظم الموسم بالكامل من سيذهب إلى أي لعبة معي |
tüm hayatın değişmişken nasıl çalışabiliyorsun? | Open Subtitles | كيف يمكنك الدراسه بينما حياتك تتغير بالكامل من حولك ؟ |