| Karıma yalan söyleyerek ve onu kanıksayarak Meryem Ana evliliğimi mermi manyağı yaparken ben gözlerimi kapıyor olabilirim. | Open Subtitles | بالكذب على زوجتي، و الاستهانة بها، قد أغفل عن المشاكل التي ستخترق زواجي. |
| Avucunu yalamış olabilirsin ama en azından herkese yalan söyleyerek karmanı harekete geçirmedin. | Open Subtitles | أنك استفدت من البيع لكن على الأقل لم تتخلى عن كرامتك بالكذب على الجميع |
| Nasıl tanıştığımız hakkında koruyucu aileme yalan söyleyerek mi? | Open Subtitles | بالكذب على أهلي بالتبنّي بشأن طريقة التقائنا؟ |
| Tabii ki, kaynak demirim yok, perçin yok, kablolar yok ve ne yaptığımı soran herkese, yalan söylemeye devam etmeliyim! | Open Subtitles | بالطبع، ليس لديّ لحام ولا براشيم ولا أسلاك محروقة ويبدو أنه عليّ الاستمرار بالكذب على كل من يسألني عما أفعله |
| Gerçek sayın başkan, bu şehrin iyi insanlarına onların niyetleri hakkında yalan söylemeye devam ediyor olman. | Open Subtitles | و الحقيقة هي انه أستمر بالكذب على سكان هذه المدينة حيال نواياهم الطيبة |
| Sanırım Buck'ın babası Mary Banner'ı öldürdü. Bence Buck'a yalan atıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن والد بيك قتل مارى أعتقد أنه قام بالكذب على بيك |
| Sakladığım sırlar ve gururum yüzünden arkadaşlarıma yalan söyleyip kaba davrandım. | Open Subtitles | السر الذي إحتفظت به، وكبريائي التي أجبرتني بالكذب على أصدقائي وأن أعامل الناس بغير عطف |
| Ve yakında Tanrı'nın yanına gidecek birine yalan söylemek istemez. | Open Subtitles | و هو لن يرغب بالكذب على شخصٍ سيغادر هذه الدنيا قريباً |
| Polise yalan söyleyerek iyi mi ettik dersin? | Open Subtitles | هل تظن أننا قمنا بالصواب بالكذب على الشرطة؟ |
| Herkese yalan söyleyerek başlamak harika bir fikir gibi! | Open Subtitles | أوقن أن بدء تكوين الفريق بالكذب على الجميع فكرة مذهلة. |
| Yüzümüze yalan söyleyerek bu aileye neden saygısızlık ediyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تحترم هذه العائلة بالكذب على وجوهنا ؟ |
| Babana öyle yalan söyleyerek aklından ne geçiyordu? | Open Subtitles | بماذا كنتِ تفكرين بالكذب على والدك؟ |
| Eşine yalan söyleyerek daha fazla incitme. | Open Subtitles | فلا تزِد ألمك بالكذب على زوجتك. |
| - Babamın yayıncısına yalan söyleyerek. | Open Subtitles | بالكذب على ناشر أبى |
| Ne yapacağım ya, yalan söylemeye devam mı edeceğim? | Open Subtitles | ماذا يفترض بي ان افعل؟ استمر بالكذب على الرجل؟ |
| Kardeşlerime yalan söylemeye devam edemedim. | Open Subtitles | فلم أستطِع الإستمرار بالكذب على أخواتي. |
| O insanlara yalan söylemeye hakkım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدى حق بالكذب على هؤلاء الناس |
| Bence Jordan'a yalan söylemekte bi sıkıntı çekmez | Open Subtitles | ذلك، نعم، أعتقد بأنه على ما يرام بالكذب على الأردن. |
| Bay Fogg'a yalan söylemeye devam edemem. | Open Subtitles | -لا أستطيع الأستمرار بالكذب على السيد (فوغ ) |
| Biz de tam birbirimize yalan söyleyip eğleniyorduk ama o da sıkıcı olmaya başladı. | Open Subtitles | فقط كنا نمضي وقتا طيبا بالكذب على بعضنا البعض، أظن أن هذا على وشك أن ينفجر ، بصراحة |
| Odegard, sen bana yalan söyleyip zekâmla alay edersen ben nasıl iyi bir idareci olabilirim? | Open Subtitles | اودجارد كيف أكون مديرا فعالا؟ اذا كنت تهين ذكائى بالكذب على ؟ |
| Bu arada, annene yalan söylemek için sana ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | بالمناسبة احتاج الى مساعدتك بالكذب على امك |
| Değer verdiğin birisine yalan söylemek mi? | Open Subtitles | القيام بالكذب على شخص أن تهتم لأمرة؟ |