Çocukları idarede yardıma ihtiyacım var ve senin oyunu bildiğini söylediler. | Open Subtitles | أَحتاجُ يَدّاً أخرى مع هذه الجماعة وقد أخبروني بأنك تعرف باللعبة |
Hiçbirimiz onun bu oyunu bu kadar ciddiye aldığını farkedememiştik. | Open Subtitles | لم يكن بأستطاعتنا رؤيته الأخذ باللعبة بقدر ما فعل هو |
oyunu beraber oynayacak biri hiç yoktu. | Open Subtitles | لم يستطع من الاستمتاع باللعبة مع اي أحد آخر. |
Uzun süredir yedekte bekliyordum ama artık ben de oyuna dâhilim. | Open Subtitles | لقد جلستُ على مقعد الإحتياط لفترة طويلة لكنني مشارك باللعبة الآن |
Asla. Bu oyun yüzünden bütün kasaba deli olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | الجميع قالوا أني مجنونة حين قلت أنك قد علقت باللعبة |
Tabii ki de bunlar, gerçek oyunda çok daha uzun olacak. | Open Subtitles | اعني , كما واضح بأن هذا سيكون اطول بكثير باللعبة الحقيقيه |
Eğer oyunun içinde olmazsam ondan gerçekten de zevk alamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع حقًّا الاستمتاع باللعبة إلّا إن كُنتُ جزءًا منها. |
Şu an için, Teal'c'in oyundan çıkmak için tek yapması gereken oyunu kazanmak. | Open Subtitles | حتى الآن , الطريقة الوحيدة للخروج هي بفوز تيلك باللعبة |
Ama görünen o ki oyunu ileriki bir aşamaya geçirmişsin. | Open Subtitles | بس دلوقتى واضح انك طلعت باللعبة لمستوى جديد |
Bu gece oyunu kutladık da yani-Jeff, kes şunu. | Open Subtitles | إحتفلنا باللعبة اللّيلة، لذا جيف، توقّف. |
Bizimle mutlu oyunu oynamak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | لا يجب عليك أن تلعب معنا باللعبة السعيده |
oyunu oynayan adamların amacı.. | Open Subtitles | تذهب الفوائد إلى الرجال الذي يشاركون باللعبة |
oyuna geri döndüğümde, orospularıma derdim ki... | Open Subtitles | نعود عندما كنت باللعبة تعودت ان اقول لهوس |
oyuna katılmak istemiyorsanız hemen defolup gidin. | Open Subtitles | إذا لم ترغبوا بالدخول باللعبة اخرجوا الآن |
Molly'yi bana gösterip, oyuna heyecan katarak benim aklımı karıştırdı | Open Subtitles | يهدد أخي لكي لا افكر بوضوح يريني مولي لكي يبقيني باللعبة الأمر واضح |
Wyatt, lütfen, çok oyun ile küçük kardeşi oyun sağlar. | Open Subtitles | وايت ، دع شقيقك الصغير يلعب باللعبة أيضاً ، رجاء |
Elimizde 12 adet meta-et oyun konsolu var. | Open Subtitles | لدينا هنا 12 نموذجا من الأجربة الخاصة باللعبة |
İsteyen oturup alıştırma kitabını okur isteyen oyun oynar. | Open Subtitles | أنظروا , بأمكانكم مجرد الجلوس بمقاعدكم أو باستطاعتكم المشاركة باللعبة على كل الأحوال انتم هنا حتى يقرع الجرس |
oyunda kalabilmek için bu eli kazanmam gerekli, ha? | Open Subtitles | كان عليّ الفوز بهذه الجولة من أجل البقاء باللعبة , أليس كذلك ؟ |
Ve oyunun tadını çıkaran herkese hatırlatmak isteriz ki bu akşam satılan biletlerin parasını iki takım da geçen hafta Avrupa'da gerçekleşen bombalama dolayısıyla bağışlıyor. | Open Subtitles | و نحن نريد أن نذكر الجميع. من الذي هنا حتى يستمتع باللعبة. أن هؤلاء الفرق يتبرعون في جميع العادات |
Spora ilgi duymaya başladım. Bu çok zekice bir yanıt. | Open Subtitles | ـ لقد أهتميتُ باللعبة ـ إنها نقطة توقف ذكية، يا أخي |
Yeni oyunla ilgili bir başka devasa buluşun tam ortasındaydım. | Open Subtitles | أنا كنت في منتصف الإختراق الضخم الآخر باللعبة الجديدة. |
Sorun o kazandığı için senin oyundan hoşlanmaman. | Open Subtitles | المشكلة هي أنك لا تتمتع باللعبة من اجل المكسب |
Ve bir sloganımız var: Bir çocuğun bir oyuncakla yapabileceği en iyi şey onu kırmaktır. | TED | ولدينا شعار أن أحسن ما يمكن أن يفعله الطفل باللعبة هو تكسيرها. |