Yani bir basın toplantısı yapıp, Bay saf Amerikalıyı yanına alıp, şeytan Başbakan hakkındaki tüm kötü şeyleri söyleyeceksin. | Open Subtitles | لذا فقد اتصلت بالمؤتمر صحفي وبالسيد الرئيس الأمريكي لتخبرهم بشأن رئيس الوزراء الشرير |
Biliyorsun ki yarın senin hakkında bir basın toplantısı yapacağım. | Open Subtitles | أتعلمين، غداً سأقومُ بالمؤتمر الصحفي بشأنك |
Bir kaç gün içinde basın toplantısı yapacağım. | Open Subtitles | أنا سأقوم بالمؤتمر الصحفي في غضون عدة أيام |
Basın toplantısında, "kalplerimizin istekli olup da, vücutlarımızın reddetmesi" ile ilgili söylediğin şeyi çok beğendim. | Open Subtitles | لقد أعجبني حقاً ما قلته بالمؤتمر الصحفي الجزء الذي بشأن عندما ترغب قلوبنا وترفض أجسامنا |
Basın toplantısında insanların gerçek senle tanışmasını sağladın zaten. | Open Subtitles | جعلتي الناس يعلمون حقيقتك بالمؤتمر الصحفي |
Basın toplantısında... muhabirlerin soru sorması yasaktı. | Open Subtitles | بالمؤتمر الصحفي، لم يُسمح للصحفيّين بطرح الاسئلة. |
Türlerarası internet ihtimali bile bizi heyecanlandırıyor. konferans K.J. 'nin çok hoşuna gitti zaten. | TED | ونحن جد متحمسين بخصوص الفرص التي يتيحها إنترنت ما بين الأنواع الحية، لقد استمتعت كي. جي. كثيرا بالمؤتمر. |
Ayrıca, basın toplantısı başlar başlamaz hemen oraya geçeceğiz. | Open Subtitles | وبطبيعة الحال, سوف نقوم بنقل المستجدات التي بالمؤتمر بمجرد ان يبدأ |
Basın toplantısı için sana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاجك بالمؤتمر الصحفي |
Bugün erken saatlerde basın toplantısı yapan Dedektif Baş Komiser Gibson bu şekilde konuştu. | Open Subtitles | كانت هذه المُحققة (جيبسون) بالمؤتمر الصحفياليوم. |
Kendisi basın toplantısında. | Open Subtitles | هي مشغولة بالمؤتمر الصحفي، سيدى |
Basın toplantısında yanımda ol. | Open Subtitles | أحتاجك بالمؤتمر الصحفي |
Basın toplantısında bol şans. | Open Subtitles | حظا موفقا بالمؤتمر الصــحفي |
Basın toplantısında Bay Truman John F. Kennedy'nin başkanlığına destek verdiğini açıkladı. | Open Subtitles | "بالمؤتمر الصحافيّ، يتعهّد السيّد (ترومان) بتأييد..." -جون ف. كيندي) للرئاسة)..." ." |
Annen odasında bir konferans görüşme yapıyor, meşgul. | Open Subtitles | أمك في مكتبها على أتصال بالمؤتمر |
Teşekkürler, Doktor Umarım konferans güzel geçer. | Open Subtitles | شكرا لك، دكتور تمتّع بالمؤتمر |