ويكيبيديا

    "بالمال" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • parayla
        
    • parayı
        
    • paraya
        
    • paranın
        
    • para ile
        
    • parası
        
    • paradır
        
    • - Para
        
    • nakit
        
    • Paran
        
    • paradan
        
    • parasını
        
    • paramı
        
    • paraysa
        
    • paralar
        
    Kaybınızın bu parayla giderilemeyeceğini biliyorum ama umarım yardımcı olur. Open Subtitles خسارتك لا يمكن تعويضها بالمال لكن آمل أن يساعد هذا
    Çeki bozdursaydın bütün bu parayla ne yapacağın hakkında konuşabilirdik. Open Subtitles أتعرفين ما علينا أن نتحدث عنه هو ما ستفعلينه بالمال
    Bu küçük adamdan kazandığım parayla seni akşam yemeğine çıkaracağım. Open Subtitles سَأَخْرجُ معك للعشاء بالمال الذي سأحصل عليه من الرجل الصَغير
    - Burada parayı umursamayız Bay Hughes. Çünkü paranız var. Open Subtitles ـ نحن لا نهتمّ بالمال سّيد هيوز ـ لأنك تمتلكينه
    Şimdi, yozlaşma diyerek Kongre üyelerinin arasında gizli bir şekilde el değiştiren kese kağıdı içindeki parayı kastetmiyorum. TED الآن، أنا لا أقصد بالفساد الحقائب الورقية المملوءة بالمال التي يخفيها اعضاء الكونغرس.
    İş paraya gelince, kimde olduğunu bilemezsin. Open Subtitles إن أصبح الموضوع متعلقاً بالمال فهناك خيار واحد فقط
    Bu parayla ne yaptığın kiminle yaptığın senin dışında kimseyi ilgilendirmiyor. Open Subtitles لذا, ماستفعلينه بالمال ومع من لا علاقة لأحد به سوى أنتِ
    - O zaman, Carol sigorta çeklerinden aldığı parayla ne yaptı? Open Subtitles إذا مالذي فعلته كارول بالمال الذي حصلت عليه من شيكات التأمين؟
    Eğer bu parayla ilgiliyse, sana paranı getireceğim, yemin ederim. Open Subtitles لو كان الأمر متعلق بالمال فسأرجع لك مالك , اقسم
    Çoğu, hastalığı parayla ilgili sanıyor, gerçekte güç ile ilgili, Michael. Open Subtitles أغلب الظن المرض يتعلق بالمال والأمر يتعلق بالقوة حقًا يا مايكل
    Şimdi de sana bunun sadece parayla ilgili olmadığını söylüyorum. Open Subtitles لكن الآن ما أقوله لك ِ ليس متعلقاً فقط بالمال.
    Dürüstçe söylemek gerekirse, inanıyorum ki onlar için daha çok parayla fakirlerin kendileri için yapabildiklerinden daha iyi şeyler yapılabilir. TED بصراحة، كنت أؤمن أنه يمكنني القيام بأشـياء أفضل باستعمال المال من أجل الفقراء أكثر مما يمكنهم فعله بالمال نفسه لأنفسهم.
    Ancak bu o kadar da kolay değil. Sadece parayı verip bu sorunun çözüleceğini düşünemezsin. TED و ليس ذلك بالأمر الهين؛ ليس بإمكانك فقط أن تقذف بالمال على هذه المشكلة و تعتقد أنها ستختفي.
    Villette zengindi... ..ama artık parayı alamam. Open Subtitles فاليت كان غنى ولكن الان لا يمكننى الاحتفاظ بالمال
    - parayı tutmamız hiç doğru olmaz. - Şimdi beni dikkatlice dinleyin. Open Subtitles لكنه ليس من الصواب الإحتفاظ بالمال الأن,إستمعي جيدا
    Bayan, kendimce söylemem gerekir ki, neden parayı kendinize saklamıyorsunuz? Open Subtitles أعتقد بقدر ما نحن مهتمون سيدتي لماذا لا تحتفظي بالمال ؟
    Ben parayı koyacağım, sen dükkanı açacaksın ve biz ortak olacağız. Open Subtitles سأتكفل بالمال, وانت تديرين المحل, ونكون شركاء
    Sırtlarını paraya ve üst orta sınıf statülerine yaslayanları... televizyondan şüphe ile izliyorduk. Open Subtitles نظرنا والشك داخلنا على الوجوه على التلفزيون أولئك المحميين بالمال و مقام طبقة متوسطة أعلى
    Politik bağlantıları ve paranın satın alabileceği en iyi avukatları var. Open Subtitles إنه مرتبط سياسياً و لديه افضل المحاميين الذي يمكنه إبتياعم بالمال
    Etrafta para ile durma ve kartı da makinede bırakma. Open Subtitles لا تلوح بالمال في الآنحاء ولا تترك البطاقة في الصراف
    Birinin parası bende, o da geri almaya geldi. Open Subtitles لقد كنـت أحتفظ بالمال لشخص ما , وهذا الشخص سيأتى ليأخذه , إنه ماله
    Ama anlıyor musun? Para paradır. Open Subtitles ولكنك تعرف ان الامر لم يكن يتعلق بالمال ؟
    - Para borçluyum başka bir şey değil. Open Subtitles أنك مُدين ليّ. أنا مُدين لك بالمال. ليس غير ذلك.
    Evet, yetmiş beş bin dolar, nakit, cuma gecesi. Open Subtitles من أين آتي بالمال. نعم 75 الف دولار نقدا بحلول ليلة الجمعة.
    Oğlum, harcayacak Paran yoksa oynamamalıydın. - Kural budur. Open Subtitles لا تراهن بالمال إلا إذا كان لديك البعض في الإحتياط, أعني, تلك قاعدة.
    Biz onlara petro- dolarlar deriz. Hazine, paradan patlıyordu. TED سميناهم عائدات النفط. كانت الخزانة مملؤة بالمال.
    Onlar sigorta satın alan insanların parasını tutuyorlar. TED لأنهم يحتفظون بالمال لأولئك الذين يشترون خدمات التأمين.
    Ama şimdi görüyorum ki paramı saklasam daha iyi edermişim, Open Subtitles لكن الآن أرى أنه كان يجب أن أحتفظ بالمال لنفسي
    Mesele paraysa seni yanlis degerlendirmisim dogrusu. Open Subtitles إن كام الأمر متعلقاً بالمال يجب أن أقول باني قد حكمت عليك بشكل خاطئ
    Bütün paralar etrafa saçıldı. Open Subtitles كانت لدينا حقائب مليئة بالمال والمخدرات تناثرت داخل الكبينة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد