Buraya gelmeye devam edersen işten kovulacaksın. | Open Subtitles | ستتسببين بفصلكِ من هذا المكان لو استمررتِ بالمجيء إلى هنا. |
Salona gelmeye başladı. Çok disiplinli bir çocuktu. | Open Subtitles | بدأ بالمجيء إلى القاعه وهو كان مدرب متدين |
Buraya gelmeye hakkı yok. | Open Subtitles | لم يكن لها الحق بالمجيء إلى هنا |
Size açık konuşacağım her gün buraya gelerek boşa vakit kaybetmeyin | Open Subtitles | تركتكِ تدخلين حتى يمكنكِ سماع هذا مباشرة من شفتاي و تتوقفِ عن إضاعة وقتكِ بالمجيء إلى هنا يوميًا |
Sonraysa altı yıl önce Hawaii'ye gelerek şartlı tahliyesini ihlal etmiş. | Open Subtitles | إنتهك إطلاق صراحه المشروط بمدة، بالمجيء إلى (هاواي) مُنذ 6 سنوات. |
Buraya gelmekle başlamasını söyledim. | Open Subtitles | وماذا قلت له ؟ قلت له أن يبدأ بالمجيء إلى هنا |
Janelle'nin yarışına gelmekle ilgilenir misin bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم ما إذا كنت مهتمة بالمجيء إلى سباق "جانيل" ؟ |
Beni buraya gelmeye nasıl ikna ettin bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم كيف أقنعتني بالمجيء إلى هنا |
Bugün buraya gelmeye sabırsızlanmıyordum. | Open Subtitles | لم أكن أرغب بالمجيء إلى هنا اليوم |
- Bunu yapma. Buraya gelmeye beni sen ikna ettin. | Open Subtitles | أقنعتني بالمجيء إلى هنا |
Buraya gelerek bileklik alanını ihlal ettin, Arlo. | Open Subtitles | حسناَ لقد انتهكت مدى سماحيتك بالمجيء إلى هنا " آرلو " |
Buraya gelerek her şeyi riske atıyorum. | Open Subtitles | انا أخاطر بكل شيء بالمجيء إلى هنا. |
Kara'nın buraya gelerek, Dünya hakkında bir şeyler öğrenebileceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | -إنه خطئي فكرت أن (كارا) يمكن أن تتعلم شيئاً حول العالم بالمجيء إلى هنا |
Buraya gelerek hata yaptım. | Open Subtitles | لقد أخطأت بالمجيء إلى هنا |
Buraya gelmekle en büyük hatayı siz yaptınız. | Open Subtitles | عملت خطأ فادح بالمجيء إلى هنا |
Buraya gelmekle hata ettiler. Önemi yok. Kapat kapıyı. | Open Subtitles | لقد أخطأوا بالمجيء إلى هنا - لا يهم - |
- Buraya gelmekle hata ettin. - Sahi mi? | Open Subtitles | -لقد اقترفت خطأ بالمجيء إلى هنا |