Her ay sahipsiz kalan deponun içindeki eşyaları açık arttırmaya çıkarıyoruz. | Open Subtitles | كلّ شهر نعرض بالمزاد وحدات التخزين التي استحوذنا عليها. |
Şimdi bir Coyote gelenegi... burdaki en ateşli delikanlıyı açık arttırmaya çıkarıyoruz. | Open Subtitles | وابيع بالمزاد أكثر الشباب حيوية ووسامة |
Parçayla ilgilenen iki çok zengin grubun kendisine ulaşmasıyla açık arttırma kararı verdi. | Open Subtitles | لقد قرر أن يبيعها بالمزاد بعد أن تقرب إليه حزبين يملكون المال الوفير. |
75 milyonluk sanat eserleri, mücevherler, mobilyalar ve çeşitli koleksiyonlar açık arttırmayla satılacak. | Open Subtitles | لوحاتها، مجوهراتها، أثاثها و مقتنيات مختلفة. من المفترض أن تحصد 75 مليون بالمزاد العلني. |
Elbiselerini müzayede ile sattıktan sonra orada toplanan kardinallerin memnuniyeti için vücutlarını da müzayede ettiler. | Open Subtitles | وكما هم بالمزاد العلني ملابسهم, سرعان ما بيع في مزاد علني أجسادهم إلى فرحة كبيرة مجتمعه من الكرادله. |
O zaman bir hayır kurumu için onları açık arttırmada satarız. | Open Subtitles | أعتقد بأنّنا سنبيعهم بالمزاد من أجل مؤسسه خيريه |
Açık arttırmacı bir erkek ve Kendra panikleyip gömmeden önce kılıca değer biçmişti. | Open Subtitles | البائع بالمزاد العلني هو رجل... ولقد قيّم السيف قبل أن تُذعَر (كندرا) وتُخفيه. |
-Yarın bunu açık arttırmaya çıkartıyorum. | Open Subtitles | بشكل أو بآخر، غداً سابيعها بالمزاد |
Koleksiyonundaki parçalardan birini bu öğleden sonra açık arttırmaya çıkarmak bizi bir süre daha idare eder. | Open Subtitles | ...بيع لوحة من مجموعة لوحاتك بالمزاد العلنيّ بعد ظهر اليوم |
Ev iki güne açık arttırmaya çıkıyor. | Open Subtitles | تمت جدولة عرض المنزل بالمزاد بعد يومين |
O zaman açık arttırma için orada dururken 1 milyon doların altına bir fiyata gitmeyeceğine söz verir misin? | Open Subtitles | حسنًا ، بعدها تعديني أن تكونين أنتي كما في يبعيون بالمزاد وإنك لن تتغيري بأقل من مليون دولار |
Yani, sahte açık arttırma yaptırabiliriz? | Open Subtitles | قلتم أنّ البائع بالمزاد لم يعد مُشتبهاً به، صحيح؟ |
Hayvan barınağı amaçlı açık arttırma için bir tutam ünlü saçı lazım. | Open Subtitles | لكني أحتاج شعر شخص مشهور لأعرضه بالمزاد فى ملجأ الحيوانات |
İzinsiz avlanıyorlar, ve derilerini yüzecek adamlara eski araba gibi açık arttırmayla satılıyorlar. | Open Subtitles | هم سُلِقوا، وهم كَانوا باعَ بالمزاد إلى الرجالِ الذين عرّهم مِنْ الأجزاءِ |
Eminim. Ama geri kalan her şey açık arttırmayla satılmış. | Open Subtitles | ما تم تركه هنا قد تم بيعه بالمزاد العلني. |
Kıymetli eşyaları borçlarını ödemek için açık arttırmayla satıldı. | Open Subtitles | لقد بعيت الأصول بالمزاد لتسديد ديونه |
Şu boy dananın ortalama müzayede ağırlığı ne kadardır? | Open Subtitles | ماهو وزن البقر العاديّ الّذي يدخل بالمزاد ؟ |
Öyleymiş Lordum. Evdeki eşyalar için müzayede düzenlenecekmiş. | Open Subtitles | وهو كذلك، لكن ستعرض محتويات المنزل للبيع بالمزاد العلني في العاشر من الشهر |
Bu şişeyi açık arttırmada elli bin Euro'ya aldım. | Open Subtitles | هذه القنينة وضع عليها ثمن 50 ألف يورو بالمزاد. |
Evet, elbette. Açık arttırmada görmüştüm. | Open Subtitles | آه نعم ,لقد رأيته بالمزاد |
Mayıs'ta Parsippany'de açık artırma ile satılacak eğer çok sevdiysen, tekrar satın al. | Open Subtitles | ستُباع بالمزاد في شهر مايو في "بارسباني" إن كانت تروق لك كثيراً فلتشتريها مجدداً |