Ama o kadar zor olamaz, sadece bir kaç çivi çakmak gerekiyor. | Open Subtitles | على أيّ، لم يكن صعب وضع الستائر كلّ ما عليها فعله هو ثتبتها بالمسامير |
Sesiniz çivi yutmuş gibi çıkıyor. | Open Subtitles | أنتم الثلاثة, أصواتكم تبدو وكأنها محشوة بالمسامير |
Her iyi çocuğun yapacağını yapıp çivili kıymayla bu sorunu halletmiş. Bu, geçen yıl oluyor. | Open Subtitles | كان محشوة بالمسامير داخل اللحوم هامبرغر واعتنى المشكلة. |
Şunun altına bir çift kızak yapabiliriz. çivilerle. | Open Subtitles | يمكننا تثبيت زوج من الزلاجات تحتها ، بالمسامير |
Aptal herif kapı ve pencereleri çivilemiş. | Open Subtitles | ذلك الأحمق أوصد النوافذ والأبواب بالمسامير |
Yoksa yine ormana geri dönersin, ama bu sefer... bir ağaca çivilenmiş olarak. | Open Subtitles | وإلا سأرميك بالغابة مرة أخرى ولكن في هذه المرة سأتركك هنالك معلقاً بشجرة بالمسامير |
Merak ediyorum da nasıl bir aptal bütün pencereleri çiviler. Lanet olsun! Üst kattaki pencereleri de çivilemişler. | Open Subtitles | - اللعنة لقد اغلقوا كل النوافذ فى الأعلى بالمسامير نفس الطريقة اوه لا |
Kapalı olmakla beraber çivilenmişti. | Open Subtitles | ليست مغلقة فحسب ولكن بالمسامير أيضاً. |
Bu tip yaraları ancak çivi ve bilyeli bir bombanın yapabileceğini söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون أنّه طبقاً لطبيعة الجروح، فسنتوقع قنبلة ملئية بالمسامير والقطع الحديدية. |
Sutyenimi giyerim ve bana çivi atarsınız. | Open Subtitles | سأحضر مرتدية صديريتي, ويمكنك أن ترميني بالمسامير. |
Evet biraz işi var, şuralara çivi falan. | Open Subtitles | ،أعني أجري بعض التصليحات القليلة هُنا .و ثبت هذه بالمسامير |
Yan odada seks rekoru kırmaya çalışan bir çift ile çivi dolu yatakları ve kağıt gibi ince duvarları olan ucuz bir otelde kalmak gibi. | Open Subtitles | تواجدي في نزل دنيء على حشية مريعة محشورة بالمسامير |
Yerler çivi ve cam kaynıyor. | Open Subtitles | إنها هنا مليئة بالمسامير والزجاج. |
- Evet, çivi çakar, duvar boyarsın-- daha eğlencelisi bulunmaz. | Open Subtitles | -نعم، ثبّت أشياء بالمسامير لوّن الصخور... لا يمكن أن يكون أكثر شذوذاً |
İnsanoğlunun kullandığı en eski silahlardan biri çivili topuzmuş. | Open Subtitles | واحد من أقدم الأسلحة البدائية التى استخدمها الإنسان هو الصولجان الملئ بالمسامير |
Banyo penceresi çivili. | Open Subtitles | نافذة الحمام مغلقة بالمسامير |
Ve hareket etmemesi için onu çivilerle tutturdu. | Open Subtitles | و قام بتثبيتها بالمسامير حتى لا تتحرك |
Ve hareket etmemesi için onu çivilerle tutturdu. | Open Subtitles | و قام بتثبيتها بالمسامير حتى لا تتحرك |
Kapıyı çivilemiş. | Open Subtitles | لقد أغلقت الباب بالمسامير. |
Aynen, kapıyı içten çivilemiş. | Open Subtitles | -أجل وأقفل الباب بالمسامير من الداخل |
Zahmet etme, tatlım. Pencereler çivilenmiş. | Open Subtitles | لا تتعبي نفسك يا حلوتي النوافذ مغلقة بالمسامير |
Peder'in cesedi haça çivilenmiş hâlde bulundu. | Open Subtitles | حيث تم العثور على جثة كاهن مثبتة بالمسامير على الصليب |
Kahretsin, çivilemişler. | Open Subtitles | إنها مُغلقة بالمسامير |
İsa çarmıha çivilenmişti. | Open Subtitles | المسيح تم تثبيته بالمسامير على الصليب |