Belki bir şeye karar vermişti ya da gökyüzü yağmur yağacak gibi durduğu içindi. | Open Subtitles | لربما إنها قررت شيئآ ما او لأن السماء بدت مليئه بالمطر |
Ben de yağmur yağmasını, oradan gitmemizi diledim. - Gerçekten mi? | Open Subtitles | كنت أتخيل بأننا مبتلين بالمطر أنني سعيدة بأننا انتهينا منه |
Toprağının üzerinde duracağız ve ekini ölene kadar yağmuru keseceğiz. | Open Subtitles | سوف نحلق فوق أرضها ونغرقها بالمطر حتى نتلف محصولها |
Zaten ölüyorum fakat ben en çok yağmuru yüzümde hissetmeyi özledim. | Open Subtitles | حسناً، أنا أموت بأي حال، لكن ... أشتاق لشعوري بالمطر على وجهي |
Yağmurda mı dövüşmek istiyorsun? | Open Subtitles | غنها ساحة مفتوحة أتريد أن تلاكم بالمطر ؟ إنه استاد |
Bu yağmurla saat 10'dan önce gelemezler... | Open Subtitles | لن يصلوا قبل العاشرة بينما الطريق مغمور بالمطر. |
Artık diğer duyularımla görüyorum. Yağmurun kokusunu, daha başlamadan alabiliyorum. | Open Subtitles | الآن أرى بإستعمال أحاسيسي الأخرى يمكنني أن أحس بالمطر قبل أن يسقط |
Neyse akıllarımızı, şehrimizin hararetini söndürecek Yağmura odaklayalım. | Open Subtitles | دعونا نوجه أذهاننا نحو التفكير بالمطر لتبريد جبين مدينتنا المحموم |
Taşınma ve yağmurdan zarar görmüş dosyalar. İnanılmazsın. | Open Subtitles | رجال نقل و ملفات متضرره بالمطر أنت غير معقول |
Her yıl yağmur nedeniyle 200,000 ölüm oluyor. | Open Subtitles | كل سنة هناك 200,000 تعلقت الضحايا بالمطر. |
Ama böyle bir günde, bu kadar yağmur filan... sıcak bir fincan iyi gelir. | Open Subtitles | لكن في يوم كهذا مليء بالمطر وما شابه أفضل كأساً دافئة |
Ama böyle bir günde, bu kadar yağmur filan... sıcak bir fincan iyi gelir. | Open Subtitles | لكن في يوم كهذا مليء بالمطر وما شابه أفضل كأساً دافئة |
Orada yağmur denen o değerli şeye sahiptik. | Open Subtitles | كان لدينا هذه السلعة الصغيرة التي تعرف بالمطر |
Bundan sonra, yağmuru hissetmeyeceksiniz çünkü birbirinizin sığınağı olacaksınız. | Open Subtitles | والآن لن تشعروا بالمطر .. كل منك |
Bu yüzden bu aralar yağmuru kutlamak için saray hanımları hür bırakılmayacak. | Open Subtitles | لذلك، في هذا الوقت... سيّدة البلاط لن يتمّ تحريرها لتحتفلَ بالمطر. |
yağmuru sever misin? | Open Subtitles | إذاً , هل تستمتعين بالمطر ؟ |
İyi. Yağmurda bekleyip taksilerin geçmesini seyredebiliriz. | Open Subtitles | حسنا سنقف بالمطر ونرى سيارات الأجرة تمر بجانبنا |
Seni Yağmurda yürüttüm diye benden nefret edersin ama ormanda Charlie topu hayalarına attığında sana öğrettiğim her şey için bana teşekkür edeceksin! | Open Subtitles | انت تكرهنى عندما اجعلك تمشى بالمطر لكن عندما نكون فى الغابة وقت الحرب ستشكرنى على كل شئ علمتك اياة |
Yağmurda yürümek göl kenarında piknik yapmak, mum ışığında çıplak dans etmek... | Open Subtitles | . المشي بالمطر, رحلات الى البحير, الرقص عاريتان على ضوء الشموع. |
Açmam gerekiyor, çiseleyen yağmurla ilgili olabilir. | Open Subtitles | علي الرد على هذه. قد تكون لها علاقة بالمطر. |
Çünkü ben açık bir hava isterken beni yağmurla tehdit etti. | Open Subtitles | لأنه هددني بالمطر اذا أردت الجو صافياً |
Kızıl Yağmurun ona üreme için ihtiyacı olandan fazla fosfor aşılamış olması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان يُفترضُ بالمطر الأحمر أن يزوّده بما يكفي من الفسفور للتهجين. |
- Yanına gelmeliydim, Yağmura çıkmalıydım. | Open Subtitles | كان يجب أن أذهب إليك كان يجب أن أنزل بالمطر و ... |
Fırtına ertesi günü yerler yağmurdan çamurlaşır ve kaygan hâle gelir. | Open Subtitles | لذا لو كان يوم تسبقه عاصفة فستكون هذه الحقول مليئة بالمطر وطينية |
Ama bulamadık ve o kadar ıslanmış ve üşümüştük ki saat 10'u geçiyor olmasına rağmen metroya binmeye karar verdik. | Open Subtitles | وكنّا بالفعل مُنقعين بالمطر وشاعرتين بالبرود، لذا قرّرنا في النهاية ركوب المترو، حتى ولو كان بعد الساعة الـ 10: 00. |