Kibirli olan vaftiz oğlunu uyardı ve eğer ölümü bir kez daha aldatırsa bunu hayatıyla ödeyecekti. | TED | وحذر ابنه بالمعمودية المتغطرس أنه لو قام بخداع الموت مرةً أخرى، سيدفع ثمن حياته. |
Prensesi hızlıca iyileştirdi fakat prenses teşekkürlerini bile dile getiremeden Ölüm, sevdalı vaftiz oğlunu sürükleyerek oradan uzaklaştırdı. | TED | شفى الأميرة بسرعة، ولكن قبل أن تستطيع شكره، قام الموت بسحب ابنه بالمعمودية المتيم بعيدًا. |
Ölümlülüğe hükmeden vaftiz oğlunun ahmakça teşebbüsünün cezası olarak, Ölüm, onun mumunu fitiline kadar kesti. | TED | كعقاب لمحاولة ابنه بالمعمودية الساذجة بالتحكم بالخلود، قلص الموت شمعته لتصل إلى فتيلها. |
Zayıf tutuşunu gevşetti ve vaftiz oğlunun mumu yere düştü. | TED | أرخى قبضته العظمية، وسقطت شمعة ابنه بالمعمودية على الأرض. |
Carmelo Patane, yaşlı rahibin vaftiz oğlu. | Open Subtitles | كارميلو باتاني إبن بالمعمودية للكاهن العجوز |
Ben de vekili olarak... vaftiz oğlumun vefat ettiği günde iş yapmayı reddediyorum. | Open Subtitles | وبكوني وكيله لا أقوم بالعمل في يوم ممات ابني بالمعمودية |
Ben de Zachary Taylor. Kendisinin vaftiz oğluyum. | Open Subtitles | أوه، حسنا ، أنا ، أنا زاكري تيلور , أنا ابنها بالمعمودية |
Kız kardeşlerim oradaydı Yeğenler, kuzenler, vaftiz kızım. | Open Subtitles | ..أخواتي كن هناك أبناؤهم وابنتي بالمعمودية.. |
"vaftiz anne" dendiği zaman, gözümde hiç senin gibi biri canlanmıyor. | Open Subtitles | انت لست كما اتخيلك عندما اسمع كلمة ام بالمعمودية |
Neden vaftiz oğlunun adamı kendisinin getirmesine izin verdin? | Open Subtitles | لماذا تركت ابنك بالمعمودية يأتي بالرجل بنفسه؟ |
Bu çocuğun aklı havada ama onu bırakamam çünkü benim vaftiz oğlum o. | Open Subtitles | هذا الفتى غبي.. لكنني لا أستطيع التخلي عنه لأنه ابني بالمعمودية. |
Bebek her zaman çöp olacak vaftiz oğlumsa geri zekâlı. | Open Subtitles | تلك العاهرة ستبقى زبالة دائما.. وابني بالمعمودية غبيا. |
Annesi hem yeğenim hem de vaftiz çocuğum ve benden özel bir istekte bulundu. | Open Subtitles | والدتها هي إبنة أخي وإبنتي بالمعمودية وهي طلبت ذلك كخدمةٍ خاصة |
Ayın 29'unda vaftiz kızının doğumgünü olduğunu unutma. | Open Subtitles | لا تنسَ أنّ التاسع والعشرون من الشهر الجاري هو عيد ميلاد ابنتك بالمعمودية |
vaftiz oğlumu da bir görmek istedim tabii. | Open Subtitles | وأردت كذلك الـإطمئنان علي إبني بالمعمودية. |
vaftiz oğluna yaptığın gibi yapma bana da. | Open Subtitles | لا تتخلص مني بيد أخرى كما فعلت مع ابنك بالمعمودية |
Kadın müzik dehasıymış ve Kral Louis'nin büyük dedesinin vaftiz kızıymış. | Open Subtitles | كانت معجزة موسيقية وإبنة بالمعمودية للجد الأكبر للملك لويس |
vaftiz kızım telefonunu hala açmadı. | Open Subtitles | ابنتي بالمعمودية ما تزال لا تجيب على هاتفها |
Kadın müzik dehasıymış ve Kral Louis'nin büyük dedesinin vaftiz kızıymış. | Open Subtitles | كانت معجزة موسيقية وإبنة بالمعمودية للجد الأكبر للملك لويس |
Sabık Güneş Kral'ın vaftiz kızı olduğunuzdan bahsetmiştiniz. | Open Subtitles | لقد ذكرت أنك أبنة الملك الراحل لويس الرابع عشر بالمعمودية |