ortada bir yerde buluşmalıyız. | Open Subtitles | يمكننا أن تقابل سويا فى مكان ما بالمنتصف |
İşte şurası. Bütün bu yapı Toprak Krallığı Sarayı. Toprak Kralı'nın odası ortada bir yerlerde olmalı. | Open Subtitles | هاهو ، ذلك الشيء كله هو القصر و قاعة الملك لا بد أن تكون بالمنتصف |
Tıkıştırdığım onca şeyle üçümüz nasıl sığacağız bilemiyorum onun için... size daha fazla bacak alanı bırakmak için, ben ortada oturacağım. | Open Subtitles | لا أعرف كيف أن ثلاثتنا سيكفيهم هذا المكان في الشاحنة بعد كل ما وضعته , ساجلس بالمنتصف لأعطيكِ مكاناً لساقيكِ |
Sanırım ortadaki düğmeye basacaksın. | Open Subtitles | أعتقدُ بأنّ عليكَ ضغطَ الزر هناك بالمنتصف فحسب |
ve sonra tam ortadaki şu mavi tualden uçup geçiyor gibi... | Open Subtitles | وهذا الخط الازرق بالمنتصف فقط ملمس القماش مثل |
Olan şu ki, sinek şakşağından bir milyon kazandı çünkü Ortasında kırmızı bir nokta varmış. | Open Subtitles | ما حدث، أنه حصل على مليون دولار من مضرب الذباب لأن بها نقطة حمراء بالمنتصف |
Daha düşük bir fiyat söyleyip orta yolda buluşmayı beklememelisiniz. Bunu anlıyor musunuz? | Open Subtitles | ولا يمكنك أن تعرض سعر أقل وتتقوقع أن نلتقي في نقطة ما بالمنتصف, أتفهم؟ |
Geride kalanlar, doğudan gitsin, ortada sıkıştırabiliriz. | Open Subtitles | بقيتكم أذهبوا للشرق، سنُحاصرهم بالمنتصف. |
Peki, çapraz ateş başladığı zaman ortada kalan rehinelere ne olacak? | Open Subtitles | حسنا,عندما يبدأ تبادل إطلاق النار ما الذي سيجري للرهائن الذين سيكونوا عالقين بالمنتصف |
Gazeteciler burada, uyuşturucu kullananlar ortada ve kavgacı elemanlar da barın en dibinde takılırdı. | Open Subtitles | رجال الصحافة هنا، و مدمنوا المخدرات بالمنتصف العاملون العابسون في نهاية الحانة |
Evet, Ethan ve Aiden'la birlikteler. Onlarla ortada buluşacağız. | Open Subtitles | أجل مع أيثن وأيدن الخطة هي أن نلتقيهم بالمنتصف |
Evet. ortada yatmadığım zaman uyuyamıyorum. | Open Subtitles | أجل، لا أستطيع النوم إلّا إذا كنت بالمنتصف. |
Bir süpermarkete her girdiğinizde, hemen sebze meyve reyonuna doğru sert bir sağ veya sol dönüş yapın ve ortada kısımdaki her şeyden kaçının. | Open Subtitles | حينما تمشي بالسوبرماركت إلتف إلى اليمين او اليسار مباشرةً للأكل المنتج طبيعيا وابتعد عن كل ما بالمنتصف |
O bir taraftan başlardı tırmığa ben de öteki taraftan başlardım sonunda ortada buluşurduk. | Open Subtitles | وكان يقوم بالجز بجهة وانا اجز بالجهة الأخرى وكنا نتقابل بالمنتصف |
Onu tam ortada gördüklerini söylüyorlar. | Open Subtitles | قالوا أنهم رأوها هناك بالمنتصف |
Canın cehenneme! Hayır! Bayanlar ortada olmayacak. | Open Subtitles | لا ,اللعنة , النساء لن يكونوا بالمنتصف |
Merhaba. Ben şu ortadaki masada oturuyorum da biftek bıçağım yok. | Open Subtitles | أهلاً، أجلس على المائدة التي بالمنتصف وليس عندي سكين لحم. |
Ve neredeyse inip çıkmasıydı, ortadaki şeyiydi derken seks hayatımızı da mahvetti... | Open Subtitles | لعلمـك ، هـي أسـاسـا السبب في إفسـاد حيـاتنـا الجنسيـة بارتفـاعهـا و انخفـاضهـا و الفراغ بالمنتصف |
Yani içeri girerken ortadaki arkadaş 17 yaşından fazla görünmüyordu. | Open Subtitles | أقصد، عندما دخلوا، الزميل بالمنتصف لم يبدو وكأن عمره 17 عاماً |
ortadaki pedale bas. | Open Subtitles | اضغطي. . على الدواسة التي بالمنتصف |
- ve tam Ortasında yakalandım, Patronuma olan bağlılığımla ışıkların yanmaması aleyhinde konuşmak arasında kaldım. | Open Subtitles | وانا معلق بالمنتصف, محتار بين ولائي للرئيس |
Normalde aşağıda, beşinci sıranın Ortasında otururdu. | Open Subtitles | في العادة كان يجلس بالاسفل هنا الصف الخامس، بالمنتصف |
orta sıradan bir koltuk istemiştim, holden değil. | Open Subtitles | طلبت مقعد بالمنتصف وليس مقعد بجانب الممر |