Esas nokta, çocuklarımıza kendi konumlarında başarılı olmaları için izin vermeliyiz, ve de tabii ki, ara sıra, başarısız olmaları için de... | TED | ما علينا فعله، هو السماح لأطفالنا بالنجاح بشروطهم الخاصة، ونعم، في بعض الأحيان، الفشل بشروطهم الخاصة. |
Bu saygın yaklaşım daha başarılı bir sonuç verebilir. | TED | هذه المقاربة المُقترحة لها الاحتمال الأكبر بالنجاح. |
Ben bunun çok daha fazla yatırımcının başarılı olmasına izin veren adil bir sermaye döngüsü yarattığına inanıyorum. | TED | أعتقد أنّ من شأن ذلك خلق دورة إيجابية لرأس المال. تسمح للعديد من رواد الأعمال بالنجاح. |
Bunun yolu başarı için kurulduğu kadar hizmet için de kurulan girişim örneklerine yatırım yapmaktan geçiyor. | TED | إنها تتطلب أن نستثمر في رجال الأعمال الملتزمين بالخدمات وأيضاً بالنجاح. |
Algoritma başarı ile nelerin bağlantılı olduğunu keşfeder. | TED | أي تحدّد الخوارزمية ما هو متعلق بالنجاح. |
İyi şanslar Maestro. | Open Subtitles | بالنجاح ، مايسترو |
Hayatta kalmak için King Brothers maaşında yeterince sıfır yok ama orduya nasıl tuvalet kağıdı gerekiyorsa, onlara da senaryo gerekiyor. | Open Subtitles | ليس بالنجاح الكافي لكيّ ينقذ شركة "كينغ بروس". غير إنهم بحاجة لإسكربتات أفضل وبشدّة. |
Mücadele etmeden başarılı olmasına sakın izin verme. Unutma: | Open Subtitles | حسنا , لاتسمح له بالنجاح دون على الأقل بعض الصراع |
Afrika cephesindeki Avrasya kuvvetlerinin arkasına dolanma manevrası başarılı olmuştur. | Open Subtitles | مناوره سريعه واستراتيجيه لتطويق القوات الاوراسيه على الجبهه الافريقيه كللت بالنجاح |
Böyle bir olayın yaşandığı bir geziye pek başarılı denemez. | Open Subtitles | الرحلة التي يحدث بها شيء كهذا لا يُمْكن أنْ نصفها بالنجاح |
12 büyük çatışmada savaşmış ve hepsinde başarılı olmuş. | Open Subtitles | حارب في 12 معركة رئيسية في الحرب. جميعًا تكلّل بالنجاح. |
Sana eğer operasyon başarılı olursa ne olacağını söyleyeyim, ...herkes nasıl görüyorsa sen de öyle göreceksin. | Open Subtitles | أرغب بأن أخبرك إذا تكللت العملية بالنجاح ستكون قادر على رؤية الآخرين |
Ben sadece başarılı olman için gerekenleri yapıyordum. | Open Subtitles | كنت فقط احاول ان امدك بالادوات التي ستساعدك بالنجاح |
Ya ameliyat başarılı geçecekti, ki öyleyse bana uzun süre kızgın olamayacak kadar rahatlamış olacaktı, ya da annesi ölmüş olacaktı, ki öyleyse yalnız kalmak ve matem tutmak için zamana ihtiyacı olacaktı. | Open Subtitles | إما أن تكلل العملية بالنجاح و في هذه الحالة سيكون غضبها مني مؤقتا أو، أن تتوفى والدتها |
Aylardır üstünde çalıştığım bir yatırım projesi başarılı oldu. | Open Subtitles | كنت أعمل على مشروع إسثماري لعدّة شهور و قد تكلّل بالنجاح. |
O yıl vefat etti, ama başarılı olamadım değil. | Open Subtitles | ،لقد توفى تلك السنة .لكن ليس أنني لم أشعر بالنجاح |
Buna heyecan verici bir başarı diyemem ama ne olmuş? | Open Subtitles | يمكنني ان اسمي هذا العمل بالنجاح المثير ولكن,ما يحدث بحق الجحيم |
Babam çok mutlu ve büyük başarı, değil mi? | Open Subtitles | أبي سعيد جداً بالنجاح الذي حققه, أليس كذلك؟ |
- Güzel, Gitmeliyim. İyi şanslar. | Open Subtitles | -إذاً، يجب الإسراع، بالنجاح |
İyi şanslar. | Open Subtitles | بالنجاح |