Enerji bağımsızlığı hakkında konuşuruz, Hidrojen arabaları hakında konuşuruz. | TED | نحن نتحد عن استقلالية الطاقة. و نتحدث أن المركبات العاملة بالهيدروجين |
Karargahtakiler, hastaneyi Hidrojen dolu bir zeplinin olduğu bir hangara kurmak gibi dahiyane bir fikre kapılmıştı. | Open Subtitles | القيادة كانت لديهم الفكرة الجيدة لإنشاء المستشفى في حظيرة تحتوي على منطاد زبلن المعبأ بالهيدروجين |
İç sıcaklığı 100 derece. Vücudundaki oksijenin yerini Hidrojen almış. | Open Subtitles | الحرارة الداخلية وصلت إلى 100 درجة وقد استُبدل الأكسجين في جسده بالهيدروجين |
Bir evren kurmak istiyorsam, hidrojenle başlamak isterim. | Open Subtitles | لو أردتُ بدء الكون فسأبدأ بالهيدروجين. |
Nükleer kazan hidrojenle dolmuş patlamak üzereymiş! | Open Subtitles | الفرن النووي مُمتلىء بالهيدروجين وعلى وشك الإنفجار! |
Peki ya Nebraska'da olsan ve Hidrojen'in bitseydi ne olacaktı? | Open Subtitles | نعم ، لو كنت فى نبراسكا و حدث أن تعطل نظام إمدادك بالهيدروجين ؟ |
Bir Hidrojen balonu içindeki riskli yükselişte yaklaşık 5 km'lik irtifaya erişti. | Open Subtitles | خلال صعودٍ خطير في منطادٍ يعملُ بالهيدروجين حقَّقَ إرتفاعاً أكثر من ثلاثةِ أميالٍ. |
Özellikle Hidrojen bakımından zengin kutuplarda? | Open Subtitles | وخاصة عند القطبين الغنيين بالهيدروجين |
Hidrojen takviyeli yakıt hücreleri. | Open Subtitles | خلايا الوقود بالهيدروجين |