Bazen öylesine kapılıyorum ki zaman ve mekan hissimi kaybediyorum. | TED | بعض الأوقات، أنغمس في المجال حتى أفقد الشعور بالوقت والمكان. |
Çocukluklarında hayatla dolu olan nehir, onları “dişlerin olduğu deliklerde korkunç bir kafatasının gülümsemesi ve hastane yatağından kaldırılan bir el ile” selamladı. Roy, insan deneyiminin derinliklerini araştırırken karakterlerinin zaman ve yaşadıkları yere göre şekillenmesini gözden kaçırmaz. | TED | النهر الذي كان ينبض بالحياة في طفولتهما يحييهما الآن "بابتسامة جمجمة مروعة، مع فتحات في مكان وجود الأسنان، ويد معلّقة فوق سرير مستشفى." وحيث تبحث روي في أعماق التجربة الإنسانية، لا تغيب أبدًا عن الطريقة التي تتشكل بها شخصياتها بالوقت والمكان الذي يعيشون فيه. |
Öğrenir öğrenmez yeri ve zamanı sana bildireceğim. | Open Subtitles | حالما أعرف، سأعلمكِ بالوقت والمكان |
Yeri ve zamanı mesaj atarım. | Open Subtitles | سأرسل لك رسالة نصيّة بالوقت والمكان |