Fakat Bella'nın, Hava kristaline sahip Jonah hakkında yalan söylemesi gerekirdi. | TED | ولكن حينها ستكون بيلا تكذب عن جونا بامتلاكه بلورة الهواء. |
Şimdi bakın o çocuğa, istediği her şeye sahip olan inanılmaz şekilde formda olan bir dahi oldu. | Open Subtitles | والآن, انظروا لحال هذا الصبي أصبح عبقرياً فذاً يمتلك كل ما كان يحلم بامتلاكه |
Kol ve bacakları uzun uçuş tüylerine sahip Microraptor açık ara, daha iyi bir kanatlıdır. | Open Subtitles | بامتلاكه أطول ريش الطيران على كلا ذراعية ورجليه فيُتعبر المايكرورابتور أحسن متزلّق |
Kötü bir dönemden geçti ama Tanrı ona bir şans daha verdi ve şu an mükemmel bir aileye sahip. | Open Subtitles | ،ربّما قد مرة بفترة عصيبة ولكن الرب أعطاه بداية جديدة بامتلاكه عائلة مثالية |
Bir şey sahip hakkında övünme tuttu. Bu orijinal daha onu daha iyi yapar. | Open Subtitles | ما فتئ يتباهى بامتلاكه شيء سيجعله أفضل من مصاص دماء أصليّ. |
Conrad Hilton ona sahip olmaktan gurur duyardı. | Open Subtitles | كونراد هيلتون كان سيفتخر بامتلاكه |
Ona sahip olmayı takıntı haline getiriyor. | Open Subtitles | يصبح مشغول بامتلاكه |
Dooku'nun ışın kılıcına sahip olmanız hiçbir şeyi kanıtlamaz... | Open Subtitles | هذه الحثالة بامتلاكه السيف المضئ لـ (دوكو) لا يثبت شيئاً |
Hooli bize sahip olsa dahi bunları kaynağımız olmadan ve bir dolu engele rağmen yaptık. | Open Subtitles | وحتى لو انتهى الامر بامتلاكه من (هولي) نحن قمنا ببنائه بدون اي موارد و بث حي بدون اي معوقات |