ve bu beni sahip olduğum zaman için minnettar olmamı sağladı | TED | و هذا جعلني أشعر بامتنان عميق للوقت الذي كان لدي، |
Sonra bir tomar kağıda minnettar olduğum 50 şeyi yazıyorum, onu bir turna kuşu origamisi yapıp camımdan dışarıya salıyorum. | TED | ثم أدوّن بامتنان 50 شيئًا على لفافة ورقيّة أطويها في شكل أوريغامي وأقذفها من نافذتي. |
Onu hiç zorluk çıkarmadan, minnettarlıkla kabul etmeliyiz. | Open Subtitles | أظن أننا يجب أن نقبلها بامتنان ودون تعقيد |
Ben baban için üzüldüğümü ifade ettim sen de büyük bir minnettarlıkla taziyelerimi kabul ettin. | Open Subtitles | عبّرتُ لك عن تعاطفي حول موضوع أبيك وقبلتَ تعازيَّ بامتنان وتكريم |
Kalabalığın arasında, büyük bir minnet duygusunun yanında bir görev olduğunu da hissetti. | TED | وسط الحشود، شعر بامتنان عظيم، لكن أحس بالواجب أيضًا. |
Ben minnet içinde onun yanında duran basit bir adamım. | Open Subtitles | أنا وببساطة، الرجل الذي ينحاز لجانبها بامتنان |
Verdiğiniz bilginin minnetle kabul edildiğini belirtti. | Open Subtitles | -أجل قال أن أخبرك بأنّ معلومتك مقبولة بامتنان |
Artık sahip olduklarımı düşününce hepsi için minnettar olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | ولكن الآن سأحتفظ بما لدي وأشعر بامتنان كبير |
Sen, dostum, delilikten faydalanan minnettar bir erkek olacaksın. | Open Subtitles | أنتَ يا صديقي , ستكون المستفيد بامتنان من قول الجنون |
Bir gün, bu anı hatırlayacaksın ve sonsuza kadar minnettar olacaksın. | Open Subtitles | انتِ ستشعرين بامتنان عظيم لي فى كل مرة تتذكرين فيها هذه اللحظة |
Bunu ona gizlice verirseniz size minnettar olurum. | Open Subtitles | إن وصلته إليها سرًّا، فسأدين لك بامتنان أبديّ. |
Her birimiz minnettar yaşamak için nasıl bir yöntem bulabiliriz? Sadece arada bir minnettar değil, her an minnettar olarak. | TED | لنأخذ بزمام هذا الأمر؟ كيف يمكن لكل واحد منا أن يجد طريقة للعيش بامتنان دائم، ليس فقط فيما ندُر من المرات، بل أن نكون شاكرين لحظة بلحظة. |
Affımı minnettarlıkla kabul eden ve aynı, isyanlarından önce olduğu gibi bana sadık olacak olan halkımın, şimdi Aziz George'un haçını taşıması benim için bir onurdur. | Open Subtitles | انه ليشرفني ان يحمل هؤلاء الرجال صليب القديس جورج والذين قبلوا عطاياي بامتنان ووافقوا على كونهم رعايا مخلصين ، |
Demek Sannojo kabul ederse, efendimize minnettarlıkla hizmet etmeyi kabul edeceksiniz? | Open Subtitles | ،(إذن لو وافق (سانوجو فهل ستوافقين بامتنان بأن تخدمي مولانا؟ |
Kotani-san, en başta ailemiz İchi'yi minnettarlıkla kabul etmedi. | Open Subtitles | ،(يا سيد (كوتاني إن عائلتنا لم تقبل بانضمام إيتشي) خصوصا بامتنان) |
Önceden bahsettiğim konu hakkında sana... minnet borçluyum. | Open Subtitles | أدين لك بامتنان.. مما قد قيل لي. |
Madem kendinizi artık yaşlanmış buluyorsunuz... bu son geçiş döneminde... zamanınızı özenle ve minnet duyarak çalışmaya adamanızı öneririm... böylece hala sizinle çalışmak isteyenler olabilir. | Open Subtitles | تعتبر نفسك الآن رجلاً تجاوز فترة صلاحيته وستكرس نفسك خلال هذه الفترة الانتقالية الأخيرة بامتنان واجتهاد لاستخدامات يجدك الآخرون فيها ما زلت مناسباً |
Onursal idari müzikal yönetmenliği görevini minnetle kabul etmiş bulunuyorum. | Open Subtitles | قد قبلت بامتنان دوري الجديد كــ مدير تنفيذي للموسيفة الفخرية ... |