Beyler, kavga edecekseniz bunu adilce yapın. | Open Subtitles | شباب, رجاءً إذا أنتم يجب أن تحاربون, حاربوا بانصاف |
Başka kim adilce, cezanın ne olduğunu söyleyebilir? | Open Subtitles | من غيره يمكن ان يقول بانصاف ماذا يجب ان يكون العقاب |
Seninle her zaman adilce ticaret yapmadık mı? | Open Subtitles | -الم نتاجر بانصاف معك؟ |
Adil olarak kazanmanın kazanmaktan daha önemli olduğuna inanan bir adamdın. | Open Subtitles | بل كنت رجلا يؤمن بأن الرِبْح بانصاف أكثر أهميَّةً مِنْ الرِبْح |
Diğerlerine olduğu gibi Alman güçlerine de Adil bir şekilde muamele etmeye hazırız. | Open Subtitles | والتعامل بانصاف مع القوّة الألمانية كما هو الحال مع كلّ الآخرين |
Almanya'ya Adil davranmak istemişti, ama bir liberal olarak savaşı başlatmasından ürkmüştü. | Open Subtitles | أراد معالجة ألمانيا بانصاف لكن كتحرري كان مُرّوعاً بالطريقة التى شنـّت بها الحرب |
Hayır, Adil oynamıyordum bile. | Open Subtitles | -ليس هذا ذنبكِ -كلاّ، لم ألعب بانصاف حتّى |
Pek Adil değil. | Open Subtitles | أجل عادل بانصاف |
- Adil savaşmıyorsun, Saul | Open Subtitles | -أنت لاتقاتل بانصاف يا (سول ) |