Yıllar boyunca, babasının masum olduğuna kendisini inandırdı. | Open Subtitles | إنها تقنع نفسها ببرائته على مر السنين |
Biliyorsun, herkes onun masum olduğuna inanmıyor. | Open Subtitles | تعرف؟ ليست الجميع مؤمنون ببرائته |
masum olmalı, çok inandırıcıydı. | Open Subtitles | كان مقنع جداً ببرائته |
Griffin O'Reilly'nin arkasında durup da masum olduğuna inandığımızı söylersem tüm yönetim adına konuşmuş olurum sanırım. | Open Subtitles | لكني أعتقد أني أتكلم نيابةً عن كُل من في الادارة (عندما أقول أننا سنُدافع عن (غريفين أُورايلي ونُؤمنُ ببرائته |