Tiegler sarhoşluk halinden, kusmuk havuzunda uyanmak yerine cesedin başında dikilirken uyandı. | Open Subtitles | واقفاً فوق جثّة بدلاً من أن يكون وجهه ممرغاً ببركة من القيء |
Beyni işlenmemiş amonyakla havuzunda yüzüyor. | Open Subtitles | دماغه يسبح ببركة من الأمونيا غير المعالجة |
Böylelikle, eğer bir sanatçı yüzme havuzu gibi bir şeyi kullanmak isterse, sergisini yüzme havuzunda yapabilir, yani çağdaş galeri mekanının kısıtları içerisinde çalışmak zorunda değiller. Peki, nasıl inşa edeceğiz. | TED | وهذا يعني أيضا أنه إذا كان الفنان يريد غزو ما يشبه حمام السباحة يمكن أن تبدأ في القيام بمعرضهم ببركة السباحة لذلك كنت لا يضطرون للعمل دائما ضمن حدود من مساحة العرض المعاصرة لذا، كيف يمكن بناء هذا |
Jakuziyi de bir su kemeriyle dışarıdaki havuza bağladı. | Open Subtitles | و به قناة جارية متصله ببركة متقنة الصنع في الخارج |
Atla havuza Uğra kaplıcaya | Open Subtitles | غطسة ببركة السباحة رحلة للمنتجع التجميلي |
Allahın izniyle, adanmışlık ve sıkı bir çalışma. | Open Subtitles | ببركة الله ، والكثيرمن العمل والتفاني. |
Lesley Tanrı'nın izniyle dördüncü çocuğu doğurmak üzere. | Open Subtitles | أن (ليزلي) على وشك أن تلد لي الطفل الرابع ببركة الرب |
Cankurtaran ekibinden Steve, yüzme havuzunda boğulurken kurtardı bunu, hem de birkaç kere. | Open Subtitles | كان يجب إنعاشه من (حارس السباحة, (ستيف ببركة السباحة, عدة مرّات |
Ya da sonraki gün? Buradan çıkarak, ağzına kadar sidik dolu uzun vadeli iş verilemezler kervanının yüzdüğü havuza atıldık. | Open Subtitles | لقد تم رمينا ببركة مليئة بالهراء مع كل العاطلين الآخرين |
Ben hala ben yatağımın havuza nasıl düştüğünü çözemedim. | Open Subtitles | ليس عندما اكتشفت ان فراشي ببركة السباحة |
Tanrı'nın izniyle, onu asla bulmayacaksın. | Open Subtitles | ببركة الرب "لن يجدوه ابدا |