Biraz soğuk davrandım ve belki sana bir şeylerin ters olduğunu hissettirdim ama iyi bir çocuk olduğunu biliyorum, Eric. | Open Subtitles | تصرفت ببرودة ولا بد أنه خلّف لك انطباع خاطئ، لكن أعرف أنك رجل طيب |
Bir dakika önce her şey güzelken sonrasında gizli saldırı. Bana soğuk davranıyor. | Open Subtitles | بلحظة يكون كل شيء خوخي وبلحظة أخرى تغدرني بهجوم وتعاملني ببرودة |
Bu yüzden hayaletli yerler soğuk olurmuş. | Open Subtitles | لأجل ذلك يمكنُكَ أن تشعر ببرودة على نحو غير عادي في الأماكن المسكونة بالأشباح |
Uzuvlarınızın kontrolünü yitiriyorsunuz, kaslarınız beton gibi sert oluyor ve sanki damarlarınızdan Buz geçiyormuş gibi hissediyorsunuz. | Open Subtitles | تفقد السيطرة على أطرافك، العضلات تتحجر كالأسمنت، وتشعر ببرودة تسري في أوردتك. |
tüm o soğukkanlı polis tavırları. | Open Subtitles | يتصرف ببرودة كما يفعل الشرطة عادة |
Wyoming'in karlı dağlarının soğuğundan bahsetmiyorum. Ondan daha soğuktu. | Open Subtitles | و لا أقصد ببرودة يوم مثلج في وايومينغ لقد كان أبرد من ذلك |
Sonbaharın soğukluğunu bazıları hoş karşılayacak. | Open Subtitles | سيُرحب البعض ببرودة الخريف، لكن للغالبية، |
Eğer bir adam öldürmeyi planlarsa ve bunu Soğukkanlılıkla yaparsa... bu birinci derecede cinayettir... cezası idamdır. | Open Subtitles | لكن إذا رجل يخطّطُ للقتل ويعرض ببرودة دم ..ذلك قتلُمنالدرجةالأولى. |
Bunu soğuk gibi hissedebiliyorum. | Open Subtitles | .أنا أشعرُ بأن هذا ما تريده كما أشعر ببرودة الثلج |
Nasıl yaptıklarını anlatamıyorlar, ama soğuk hissediyorlar, soğuğu hissediyorlar ve sıklıkla hatalı değil haklıydılar. | TED | لايستطيعون التفسير لك كيف قامو بذلك, لكنهم يمكنهم الشعور ببرد, لقد شعروا ببرودة, وهم على صوب بصورة اكبر من ان يكونوا على خطأ. |
soğuk suyu hissediyor musun? | Open Subtitles | هل تشعرين ببرودة الماء على بشرتك؟ |
Esirler soğuk kanlı bir şekilde gizlice, sistematik olarak öldürüldü. | Open Subtitles | # قتلوا الظباط البولنديين # # ببرودة دم # # بكل هدوء # |
soğuk kanlı bir katil profiline pek de uymuyor. | Open Subtitles | لا تطابق مواصفات من يقتل ببرودة أعصاب |
Evimiz artistik Buz pateni pisti gibi soğuk olduğu için çocuklar okula gitmek için sabırsızlanıyordu. | Open Subtitles | الجانب المفيد من أن منزلنا أصبح ببرودة مركز أبحاث في القطب الشمالي أن الأولاد لم يكونوا في مثل هذا القدر من الحماسة للذهاب للمدرسة |
Sonra boğazıma dayanan soğuk bir metal bıçak hissettim. | Open Subtitles | ثم شعرت ببرودة نصل يضغط على عنقي. |
Buz gibi metal bir masa. | Open Subtitles | شعرت ببرودة تلك الطاولة الحديدة |
Ani hareket etmeyin, soğukkanlı ve yavaşça. | Open Subtitles | ليس هناك خطر مباشر ببرودة وبطئ |
Ve bu his, içimi titretti ayrıca soğuktu ve-- | Open Subtitles | كان هناك شعور ما و تسبب فى رعشة بداخلى،و شعرت ببرودة, و... |
"Sırtında süngünün soğukluğunu hisseden Moreira... | Open Subtitles | شاعراَ ببرودة الحربة في ظهره,موريا..." |
Bu haydut, bu müthiş insanın güvenine ihanet ederek ve Soğukkanlılıkla onu öldürerek herkese gerçek yüzünü gösterdi. | Open Subtitles | حيث وضع الناس ثقتهم في سفاح بقناع و عباءة سفاح اظهر لنا وجهه الحقيقي عندما خان ثقة هذا الرجل العظيم و اغتاله ببرودة دم |
Ayakları Üşüyor ve uyuyamıyor. Kan dolaşımını hızlandırmak için alıyor. | Open Subtitles | يشعر ببرودة في قدميه ولا يستطيع النوم، ويتناول الأعشاب لتحسين الدورة الدموية. |