Bu çoban köpeği ya da başka bir şey. Haydi. yavaşça dönelim. | Open Subtitles | أنه كلب مراعي أو شيء من هذا القبيل أسرع، استدر ببطيء ولنبتعد |
Kamera yavaşça yükselir ve su içen bir geyik görürüz. | Open Subtitles | ننتقل ببطيء إلى المشهد الأول لنرى غزالاً يشرب مياه صافية |
Bu yavaşça bize doğru hareket eden bir geminin izi. | Open Subtitles | هذا هو الإنبعاث العمودي الصادر من سفينة تتحرك ببطيء نحونا |
Şehre düşen bombalar tarafından parçalanma ihitimalimizin dışında, yavaş yavaş buradan kurtulabileceğimize inanmaya başladık. | Open Subtitles | بغض النظر من احتمال تفجيرنا بسبب القنابل التي تسقط على المدينة بَدأنَا نعتقد ببطيء بأننا سنَخْرجُ فقط كقطعةِ واحدة |
Evet,evet,çok yavaş yemek yapıyorsun gerçek şu ki eğer biraz daha yavaşlarsan hiç yemek yapmıyormuş gibi olacaksın,değil mi? | Open Subtitles | يجب ان استمتع بذلك نعم انت تطبخين ببطيء شديد |
Bu daha yavaş yayılır ama çok yakında o kampüs bir sürü manyak saatli bombayla dolacaktır. | Open Subtitles | انه يتسرب ببطيء ، ولكن قريباً الحرم الجامعى سيكون مليئاً بقنابل بشرية |
Yerinde olsam, silahını yavaşça indirirdim. | Open Subtitles | لو كنت مكانكم لوضعت تلك الاسلحة ارضا ببطيء |
Aşkı nefrete dönüştüreceğim ve bu nefret yavaşça ve çok acı vererek seni öldürecek. | Open Subtitles | إنني سأحوّل الحب إلى حقد وهذا الحقد سيقتلك ببطيء شديد، و بألم أشد |
Bir nebulada bu gaz ve tozdan oluşan yığınlar, aşina olduğumuz bir güç tarafından milyonlarca yılda yavaşça bir araya getirilip daha küçük bulutlar hâlinde yoğuşur. | Open Subtitles | داخل السحب .. تكتلات من هذا الغاز والغبار تلتئم ببطيء مع غيوم أصغر على مدى ملايين السنين |
Şimdi de "Can of D'Vita"yı yavaşça ağzına götür sanki kocaman, ıslak bir öpücük verecekmişsin gibi. | Open Subtitles | الآن دعنا نقرب المشروب ببطيء نحو فمك, كما لو انك تأخذ قبلة كبيرة. |
Onu çağırmanızdan sonra arkadaşınızı tuzağa düşürmüş sonra da kontrol altına alana dek zihninde yavaşça ilerlemiş. | Open Subtitles | لقد نصب كمين لهم بعد استدعائهم وعمل ببطيء في دماغه وضل يعمل حتى يرى ثمرة سعيه |
Amir bey, banketten yavaşça geri gelin. | Open Subtitles | أيها الرقيب ، فلتعُد ببطيء إلى الخلف على هامش الطريق |
O zaman arkadaşlarından biri sen yavaşça öldükten sonra okur! | Open Subtitles | إذن ، سيقرأها أحد أصدقائك بعدما يرونك تموت ببطيء |
Herkesin yavaşça kalkıp bu odadan çıkmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد من الجميع الوقوف ببطيء والخروج من الغرفة |
Tahminimce eskisinden daha yavaş hareket ediyordur. | Open Subtitles | أتخيل أنه سيتحرك ببطيء أكبر مما يفعل بالعادة |
yavaş da olsa işe yarıyor. | Open Subtitles | تتداوى الجروح ببطيء شديد ولكنه يجدي نفعاً |
Bu arada sen burada oturmuş seyrederken seninkilerden üçü kayıp ve adamların yavaş yavaş çözülmeye başlıyor. | Open Subtitles | لكن الأن , أنت جالس و تراقب في حين أن ثلاثة من رجالك مفقودون و رجالك بدأوا بالظهور ببطيء |
Birine yavaş yavaş işkence etmek sana yetmiyor. | Open Subtitles | تعذيب شخص ببطيء مع الزمن , كلا تريد إستمرارية اللعبة |
Özenli ve yavaş olmamız lazım çünkü kan kaybı çok kritik. | Open Subtitles | نحتاج لأن نتحلى بالدقة وتنفيذ الأمر ببطيء لإن الدم المفقود أمر بالغ الأهمية |
Çok yavaş mı yoksa çok hızlı mı çektim? | Open Subtitles | هل قمت بسحبها ببطيء شديد أو بسرعه فائقه؟ |
Çünkü saç büyümesi çok yavaştır ve bir zaman şeridi oluşturur. | Open Subtitles | لأن الشعر ينمو ببطيء مع الزمن فهو ينشيء خط زمني للتصنيفات |
Deniz yosunu, soguk suda yavas yavas büyümeye basladi. | Open Subtitles | لقد بدأت الطحالب بالنمو في الماء البارد ببطيء. |