Polis az önce bir bankta plastiğe sarılmış ve kanı boşaltılmış bir kurban daha buldu. | Open Subtitles | على جثة اخرى ملفوفة ببلاستيك على مقعد حديقة مصفاة من الدماء |
Gabriel'i plastiğe sarıp yakmanız gerekirdi. | Open Subtitles | كان عليك ان تغلف قابرييل ببلاستيك ومن ثم تحرق جسمه |
Plastiği geri dönüştürdüğümüzde, eğer fosil yakıttan yapılan plastikten daha ucuza geri dönüştüremezsek, o zaman dünya tabii ki fosil yakıttan yapılan plastiğe mecbur kalır. | TED | وعندما نعيد تدوير البلاستيك، إذا لم نستطع إعادة تدويره بشكل أرخص من بلاستيك الوقود الأحفوري بالطبع، سيظل العالم متمسكًا ببلاستيك الوقود الأحفوري. |
Bakterilerimi polietilen tereftalat ile beslerim veya diğer bir adıyla PET plastikle. | TED | سأطعم البكتيريا بولي إيثيلين تيرفثالات، أو ما يُعرف ببلاستيك PET. |
Ve ben bunu Cyber-Flexx plastikle kapladım. | Open Subtitles | و قد غطّيته ببلاستيك (سيبر-فليكسكس) |
Koruyucu bir plastikle kaplanmis mi? | Open Subtitles | مغلفة ببلاستيك |
Mavi plastiğe sarılı su birikintisi gibi. | Open Subtitles | تلك بركة كبيرة ملفوفة ببلاستيك أزرق |
İkisi de şeffaf plastiğe sarılmış. | Open Subtitles | كلاهما عثر عليه ملفوفا ببلاستيك شفاف |