Dedektif Kelly bize kurbanın evinde katl gecesi ne gördüğünüzü anlatır mısınız? | Open Subtitles | المخبر كيلي أخبرنا بما شاهدت ببيت الضحية ليلة القتل |
Acele et. Saat 2'de sizinkilerin evinde olmalıyız. | Open Subtitles | إستعجل يجب أن نكون ببيت والديك الساعة الثانية |
Yarı insan hizmetkârları vardır ve Gece Yaratıklarının evi'ni mesken tuttuğu söylenir. | Open Subtitles | تتم خدمته من قبل أشباه البشر ويقال أنه يقطن ببيت المخلوقات الليلية |
Bilmiyorum, şu an, bir ev ve birkaç çocuk beni tatmin ederdi. | Open Subtitles | لا أعلم، ولكنني الآن قد أكون قانعةً ببيت والقليل من الأطفال، تعلم |
Artık Dinleme evi dediğimiz bu evde, Johnson Basım Şirketi'nin gözden çıkarılmış bir kitap koleksiyonu ve işleri pek de iyi gitmeyen eski bir kitapçıdan alınmış kitaplar var. | TED | أصبحت هذه البناية ما ندعوه ببيت الاستماع، وكانت تحوي مجموعة من الكتب التي تم الاستغناء عنها من شركة جونسون للنشر، وبعض الكتب من مكتبة قديمة كانت توشك على الإفلاس. |
Bana zaten Zeki Pete demezler Zeki Jake derler bana, ayrıca yerinizde olsaydım, Cadıavcısını kasabaya çağırır, koca burunlu eşkıyayı bir güzel sepetlerdim! | Open Subtitles | إنهم لا يلقبونني ببيت الذكي .. أبداً إنهم يلقبونني بجيك الذكي، |
Bir köpek evine konulmasının daha iyi olacağını düşünüyorum. Küçük bir köpek. | Open Subtitles | أعتقد فقط أنه من الأفضل أن نضعه ببيت كلب |
Johnnie'nin evini bile aradım. Ama cevap vermiyor. | Open Subtitles | اتصلت حتى ببيت جوني لكن ما كان هناك جواب هناك. |
Sanırım bir amigı kızın evindeki partiye gitti. | Open Subtitles | أعتقد أنّها ذهبت لحفلة ببيت إحدى المشجّعات. |
Ağaç evinde beleş çörek var. | Open Subtitles | هذا الرجل يصيح، بشكل دائم كعك محلي ببيت الشجرة |
Whitney'nin evinde eski fotoğraflara bakıp, hafızasını tazelemeye çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت ببيت ويتني أراجع بعض الصور القديمة وأحاول إنعاش ذاكرته |
İyi bir ailenin evinde yasadışı ilaçlar aramak iyi bir seçim gibiydi. | Open Subtitles | البحث ببيت عائلة كبيرة عن المخدرات كان اختياراً واضحاً |
Açık hava sinemasının yakınında bir çiftlik evinde yaşıyorum efendim. | Open Subtitles | سيدي، أنا اقطن ببيت ريفي بالقرب من طريق المحور |
Şimdi, daha önce hiç gitmediğim dediğin dernek evinde buldum bunu. | Open Subtitles | الآن , وجدتهُ ببيت الإخــاء و الذى أخبرتينى أنكَ لم تذهبي إليهِ من قبل. |
Oh, muhtemelen Florida'ya taşınacağım, bir çeşit emeklilik evi alacağım. | Open Subtitles | أنا من المحتمل أن أنتقل الى فلوريدا وألتحق ببيت للمسنين او نوع كهذا |
Eee., ben her zaman üst katı teras olan bir ev hayal etmişimdir. | Open Subtitles | ما هو حلمك؟ لطالما حلمت ببيت به شرفة كبيرة |
ev ziyaretinde hediye getirmek adettendir. Belki de bir şişe şarap. | Open Subtitles | تقتضي العادة إحضار هديّة للمباركة ببيت جديد، وزجاجة نبيذ مناسبة |
Komşularımız perili bir evde yaşadığımızı sanacaklar. | Open Subtitles | يتعامل الجيران معنا كما لو أننا نعيش ببيت مسكون |
Kuzey California'da bir yerlerde büyük, gizemli bir evde yaşamaktalar. | Open Subtitles | يقطنان ببيت كبير، ومخيف بمكان ما في شمال كاليفورنيا |
Pete Blanchard'a hiç güvenmem. Nereye gittiklerini görebiliyor musun? | Open Subtitles | أنا عمري ما وثقت ببيت بلانشارد ممكن تَرى أين ذْهبوا؟ |
O günlük, bir mezat evine satılırsa çok para edebilir. | Open Subtitles | هذه الجريدة قد تساوي أموالاً طائلة لو أنها بيعت ببيت مزادات |
Demek aşağıdak korku evini geçip sonunda buraya gelecekler. | Open Subtitles | لذا تمر ببيت الرعب الكامل فى الطابق السفلى و هو هنا جميل |
Ailenin evindeki hamaktaki. Ahırdaki. | Open Subtitles | تلك التي كانت في الأرجوحة ببيت والداكِ وتلك التي كانت في الإسطبلات |
Kız arkadaşının evindeyim. | Open Subtitles | أين أنت؟ ببيت عشيقتك |
Ne yaparsa yapsın, Tanrı'nın evinin içini göremez. | Open Subtitles | طبقاً للكتاب المقدس، فلا يمكنه أن يرى ماذا يدور ببيت الرب |